- Meclislerde «yer açın!» denilince, kalkıp yer açmamak.
(105. Sure Hucurât-Odalar) :
- Günahkâr biri, bir haber getirince, onun doğruluğunu araştırmayıp,
bilmeden bir topluluğa kötülük etmek. (Medya trollüğü de böyledir.) - Müminlerden iki grup birbirleriyle vuruşurlarsa, aralarını adaletle
düzeltmemek. - Bir topluluğun, diğer bir topluluğu alaya alması; kadınların da ka-
dınları alaya alması; kendi kendini ayıplamak; birbirini kötü lakap-
larla çağırmak. - Kötü zandan kaçınmamak. Birbirinin kusurunu araştırmak. Birbiri-
ni arkasından çekiştirmek, dedikodu etmek.
- İnsanlar arasında ırk ve soysop ayrımcılığı yapmak.
(107. Sure Teğâbün-Kâr-Zarar) :
- Kendine düşenleri yapmadan, eşi ve çocuğu günah sebebi saymak.
Ana-babanın, çocuğu gereği gibi maddi-manevi bakım ve eğitim-öğ-
retim ile hayata hazırlamayıp karşılıklı kayba uğramaları.
(110. Sure Mâide-Sofra) :
- Akitlere-sözleşmelere riayet etmemek.
- İyilik ve Allah'ın yasaklarından sakınmak üzerinde yardımlaşmak
yerine, insanlarla günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmak. - Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik-tanıklık eden kimse-
lerden olmamak. - Bir topluluğa duyduğu kin sebebiyle, insanlar arasında âdil davran-
maktan ayrılmak. - Gerçeklerin hak ile ifadesi yerine, boş vâdilerde şairâne dolaşmak.
- Yeryüzü’nde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın, haksız
yere bir cana kıyarak, bütün insanları öldürmüş gibi olmak.
- Hep yalana kulak verip, durmadan haram yemek.
- Günahta, düşmanlıkta ve haram yemekte yarışmak.