Küsûf: Güneş tutulması
Seyrangâh: Seyir yeri
Tuyuf: Korkudan dolayı karanlıkta görünen hayâller.
Nevha: Ölüye ağlamak
Vaveyl: Feryat
Muakkad: Zor anlaşılır Nâ-yab: Bulunmaz
Piş: Ön
Dîdar-ı mahûf: Korkulu görünüm
Melekü’l Mevt: Azrail
Hem-hâb: birlikte uyumak
MAKBER’den
Eyvah!. Ne yer, ne yar kaldı,
Gönlüm dolu âh-u zâr kaldı.
Şimdi buradaydı gitti elden,
Gitti ebede gelip ezelden.
Ben gittim, o hâksar kaldı,
Bir gûşede târmâr kaldı;
Bâki o enis-i dilden, eyvâh!.
Beyrut'ta bir mezar kaldı.
Nerde arayım o dilrübâyı?..
Kimden sorayım o bi-nevâyı?..
Bildir bana nerde, nerde Yarab?...
Kim attı beni bu derde Yarab?..
Derler ki: "Unut o âşinâyı,
Gitti tutarak rehli bekayı... "
Sığsın mı hayale bu hakikat? ..
Görsün mü gözüm bu mâcerâyı? ..