Ah ey müminîn-i dinperver!..
Elveda ey vatanın kardeşleri,
Elvedâ ey vatanın yiğitleri,
Ah, ey dindar müminler!..
Ki sezâ hâkinizde eylese yer
Bir büyük zıll-ı mağfiret-güster,
Elvedâ, eyvedâ ey asker!..
Ki size layıktır, toprağınızda eylese yer
Bir büyük gölgesi Tanrının koruma kalkanının
Elveda, elveda ey asker!..
Şair bu şiirini şöyle açıklıyor:
"Hele Sivastopol'da daha ziyade mağrur olmuştum. Moskof
zabitlerinden birisi bana bir araba ile bütün şehri gösterdi. Kırım
muharebesi zamanında tahrip edilen bu müstahkem şehrin birçok
tarafları harabe halindeydi. Atılan topların harabeler arasında kalmış
gülleleri duruyordu. İngiliz ve Fransız askerlerinin mezarlığını da
gördük.
Rus zabitlerinden bizim şehitlerimizin nerede gömülü bulunduğunu
sordum. Mezar, medfen öyle şey yok, dedi. Üstü toprakla örtülmüş,
büyük bir çukur gösterdi. Oraya atılmıştılar. Mahzun olmam tabii idi.
Fakat kendi kendime, ben onlara bir mezar yaparım diyordum. O
mezar okuyanların malumu olan Sivastopol manzumesidir "
Abdulhak Hamid Tarhan, Türk Büyükleri Dizisi: 19, S. 26-27