BÜYÜK ŞAİRİN AŞKI
(Yazı Dizisi)
I. AŞK VE KADIN
ÜÇ kuşağın büyük şairi ve bir edebiyat abidesi olarak
tanımlanan Abdülhak Hâmid'i, ilk defa 55 yıl önce, iki
arkadaşla ziyaret etmiştik. Önümüze düşen —uzun süre
Adana Bölgesi (Maarif Eminliği) görevindeyken bu makamın
ilgası üzerine, Galatasaray Lisesi edebiyat hocalığına
getirilmiş olan— İsmail Habip (Sevük) Bey’di. İsmail Habip,
ünlü bir edebiyat tarihçisi ve Abdülhak Hâmid’in en büyük
hayranlanndandı.
O günlerde Abdülhak Hâmid’in, kendinden ayrılmayan,
birkaç sıfatı vardı. Basınımız, onun adının önünde (şair-i
âzâm) büyük şair, yahut (dâhi-i âzâm) büyük dahi
anlamına gelen kelimeleri kullanmayı âdet edinmişti. 19.
asır sonlarına doğru Abdülhak Hâmid'e verilen bu sıfatlar,
üç kuşak boyunca sürüp gitmişti. Türk edebiyatında Hâmid
adı, bir zirveydi.
Abdülhak Hâmid’in evine gittiğimiz ilk günün heyecanını,
çok net olarak anımsıyorum. O yıllarda, İstanbul’un büyük
apartmanlarından olan Maçka Palas’a girerken kendimize
çekidüzen vermiştik.