AHMET YESEVÎ

(ŞİİR PARKI) #1

geliştirirken Eski Türk kültürünün temel unsurlarını da bu
sisteme entegre etmiştir. Bu çerçevede Yesevî eski Türk
düşünce sisteminin en önemli meselelerin başında gelen
insan olgusunu felsefesinin merkezine oturtmuştu. Eski
Türk toplumlarında insan, kendi kültür sınırlarını çevreleyen
bir değerler manzumesinin koruyucusudur. Bu onun önce-
likli görevidir. Başka bir ifadeyle, Eski Türk toplumunun
insanı bu değerler dizgesi veya kültür zeminlerini Türk
Tanrı’sının koyduğu nizamdan almakta ve bu evren
içerisinde kendi yerini belirleyebilmektedir.


Bu evren içerisinde Eski Türk toplumunun insanı “Ben”
diyebilme şahsiyetine sahipti. Bu gerçeklik Yesevî’nin kendi
ilmi ile düşünce ve doktrinlerini hür irade ve sorumluluk ile
benimsetecek bir Türk kimliği ve buna hitap edecek bir
zemin yaratmıştır. Bu doğrultuda Eski Türk insanının
nereden geldiği ve nereye gideceği gibi varoluşsal sorular
ve buna ilişkin meseleler Yesevî’nin ilgi alanına girmiştir.
Eski Türk düşünce sisteminin İslam Medeniyeti içerisine
dâhil edilmesi önemli bir süreçti. Bu sürecin evrilmesine
Yesevî çok önemli katkılar yapmıştır. (Kenjatay 2003: 64).


Hoca Ahmet Yesevî’nin Türk kültür ve medeniyet tarihinde
müstesna bir yeri vardır. Onun böyle seçkin bir yere sahip
olması, Köprülü’nin ifadesiyle, yalnız beş-on parça yâhut
birkaç cilt tasavvufî manzumeler yazmış eski bir şair ya da
ozan olmasından değil, İslamiyet’in Türkler arasında
yayılmaya başladığı asırlarda, onlar arasında ilk defa bir
tasavvuf mesleki vücuda getirerek ruhlar üzerinde asırlarca
sürecek tesir yaratmasındandır. Elbette farklı kültür “gel-
git”lerine yataklık eden Türkistan’da başka tasavvuf
akımları da vardı. Fakat bunların önemli bir kısmı Acem ve
diğer baskın kültürlerin etkisi alanına girerek özgünlerini
yitirmişlerdi. Ahmet Yesevî Türkler arasında asırlarca
yaşayan öyle bir tarikat kurdu ki, bu Türkler tarafından ve
Türkler arasında kurulmuş olan ilk tarikattır (Köprülü 1991:
114). 52

Free download pdf