Fütûr etme sakın milletdeki za'f u batâ'etden
- Kaderin her feyzinin, her yardımının bir zamanı vardır
milletteki zayıflık ve gevşeklikten sakın ümitsizliğe kapılma. - Değildir şîr-der-zencire töhmet acz-i akdâmı
Felekte baht utansın bi-nasîb- erbâb-ı himmetden - Zincire vurulmuş aslanın ayaklarının güçsüzlüğü onun suçu
değildir.
Dünyada himmetten nasibini almamış olanlardan kader utansın. - Ziyâ dûr ise evc-i rif'atinden iztırâridir
Hicâb etsün tabi'at yerde kalmış kâbiliyetden - Işık yüksekliğin doruğundan uzaktaysa buna mecbur olduğu
içindir.
Doğa utansın yerde kalmış yetenekten. - Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmâniyânız kim
Muhammerdir serâpâ mâyemiz hûn-ı şehâdetden - Biz, o Osmanlı boyunun yüce soyundanız;
Mayamız tümüyle şehadet kanıyla karılmıştır. - Biz ol âlî- himem erbâb-ı cidd ü ictihâdız kim
Cihân-girâne bir devlet çıkardık bir aşîretden - Biz o yüce gayretli, çalışkan ve kudretli kişileriz ki
bir aşiretten dünyaya hükmeden bir devlet çıkardık. - Biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyetde
Bize hâk-i mezâr ehven gelir hâk-i mezelletden - Biz o yüce yaradılışlılardanız ki mukaddestımızı koruma