namikkemal

(ŞİİR PARKI) #1

gibi sathîdir. Yani derinliğin yokluğundan gelen eksikliği,
safiyeti ve imanı ile her an yenilemesini bildiği heyecanıyle
ve nihayet bütün hayat tezahürlerine koyduğu o şahsi ifade
ile tamamlar. Bu bakıma göre hiç bir üslup, Namık
Kemal'inki kadar canlı değildir. Biz bugün onu eskimiş, fazla
süslü, hatta gülünç bulabiliriz, fakat hayatla doğrudan
doğruya temasa gelmekten doğan bir sıcaklığı bizde uzun
zaman ikinci bir varlık gibi konuşan sâri bir tarafı olduğunu
inkâr edemeyiz. Fakat ne olsa, bu üslûptaki canlı tarafı,
bizim bugünkü hüviyetimizle kavramamız kabil değildir.


Muayyen bir kültür seviyesine gelmiş, Namık Kemal'in
müjdecisi olduğu hayatın iç meseleleriyle karşılaşmış, onu
memlekete sokmağı ümit etmediği şeylerle beraber, tabii
hayatının parçaları şeklinde tenkide alışmış bir nesil için bu
güçtür. Onun hakiki canlılığını ve ehemmiyetini anlamak
için, düşünce hayatına bu eserlerle gözünü açanların
üzerinde bu eserin yaptığını düşünmek lazımdır. Kim bilir
ne ufuk açıcı bir darbe, ne sersemletici bir aydınlıktı. Genç
Abdülhak Hamid, genç Fikret, genç Hüseyin Cahid ... Ve
bizden evvel gelen ve dün, bugün iş başında gördüğümüz
her türlü meslekten birkaç nesil, hep fazilet ve memleket
aşkını bu gür kaynaktan içtiler.


Hiç bir şey bize, bugünkü fikir ve sanat dünyamıza, ne
kadar uzak yollardan geldiğimizi, bu eser kadar vuzuhla
gösteremez. Bu mesafeyi göz önüne getirdikten sonra,
Namık Kemal'i okumak lazımdır. O zaman daha yirmi beş
yaşından itibaren aldığı o peygamberane jeste, o muazzam
vekara nasıl hak kazandığı görülür.


AHMET HAMDİ TANPINAR


Oluş, 1 İkincikânun (Kasım) 1939, S. 5 -6

Free download pdf