47ben yarattımَّ
نِجْالveinsanlarıَسْنِْالإَوَّ
لاِإancakِونُد
ُبعْ َیلِbana ibadetetsinler diyeتُْقَلَاخَم
َوcinleriBen, cinleri ve insanları ancak bana ibadet
etsinler diye yarattım! ( 51 :56)
eğerْوَلَوhakikaten onlarْم
ُھَّنَأsabretselerdiواُر
َب
َصkadarى َّت
َحَ
انَ
كَلelbetteolurduَجُرْخَ
تanlarınaysençıkıncayaْمِھْیَلِإاًرْیَخkendileriiçinْم
ُھَلdahahayırlıEğer hakikaten onlar, sen anlarınay çıkıncaya k adar (4 9:5)
sabretselerdi, elbette kendileri için daha ayırlıh olurdu.
v seniezikredelimَ
ك
َحِّب
َسُنْيَكً
یراِثَ
كdaha çok
daha çokً
یرا
ِثَك
َ
كَرُ
كْذَن
َوki seni tesbihedelimKi seni daha çok tesbih edelim. Ve seni daha
çok zikredelim. (20:33-34)
48Eğer y apmadıysanız i asla yapamayacaksınızk , o halde
sakının o ateşten ki nun yakıtı o insanlar ve taşlardır. (2: 24)
اَّنِ
ا
َوşüp hesizbizasla orayagirmeyeceğizçıkmayıncayaا
َھَلُخْ
دَنْ
نَا ل
َھْن
ِمoradankadareğerْ
ناَِوا ف
ُجُرْخ
َیıkarlarsaçا
َھْن
ِمoradanاَّناَِفkuşkusuzbiz deَ
ونُل
ِدَاخhemengirerizىّٰ
وا تحَ
ُجُرْخ
َیŞüphesiz onlar oradan çıkmayıncaya kadar biz
asla oraya girmeyeceğiz. Eğer oradan çıkarlarsa,
kuşkusuz biz de hemen gireriz. (5:22)
eğerْنِ
اَف
واُ
لَعْفَتْمَ
لyapmadıysanızواُل
َعْفَ
تْ
نَل
َوKi aslayapamayacaksınızO haldesakınınو اُق َّا تَفَراَّالنateştenي
ِتَّالkiاَ
ھ
ُودُقَوOnunyakıtıُاسَّالنinsanlarُةَار
َج
ِحْالَوVe taşlardıro anıyorsُب
َسحْ
َیَأasla güçyetiremeyeceğini miَردِْق
َیْنَلْنَأkendisineھِ ْیََعلhiç imsenin kٌد
َحَأO, hiç kimsenin kendisine asla güç
yetiremeyeceğini mi sanıyor? (90:5)