7. Ünite - Risk ve Getiri 175
ile pasif kalemleri arsındaki vade uyumsuzluğu likidite riskine verilebilecek en iyi
örnektir. Yükümlülükleri kısa vadeli olan bir banka, topladığı fonları uzun vadeli
kredilere ya da uzun vadeli diğer plasmanlara dönüştürdüğü takdirde likidite riski
ile karşı karşıya kalacak, yükümlülüklerinin vadesi geldiğinde bunları yerine getir
mek için gerekli fonları bulamayacaktır. Finansal olmayan kurumlar için de likidite
riski söz konusudur. Kısa vadeli borçlanıp uzun vadeli yatırımlar yapan ya da ala
caklarını tahsil etmekte zorluk çeken, nakit bütçesini iyi ayarlayamayan bir işletme
faaliyetlerini kârlı bir biçimde yürütüyor gözükse bile likidite riski yaşayabilecektir.
Likidite riski kısaca, kısa vadeli nakdi mal varlığının değerinin kısa vadeli
borçları karşılayamaması durumudur. Söz konusu risk ayrıca, fonlama zorluğu
veya fonlama maliyetindeki olağan dışı artış olarak da tanımlanabilir. Likidite ris
ki finansal kurumlarda karşılaşılan temel ve en büyük risklerden birisidir. Likidite
problemi finansal kurumları iflasın eşiğine getirebilir. Bu yüzden likidite banka
için hayati önem taşımaktadır. Fakat bankacılıkta risklerin çok yönlü oluşu, likidi
te riskini oluşturan pek çok etmeni bir araya getirmektedir. Bankalar genelde kısa
vadeli bir kaynak bulup, uzun vadeli borç verir. Bu işlemin sonucunda varlıklar
ve borçlar arasında vade boşluğu oluşur. Likidite riski bu işlemin doğal maliyeti
ve sonucudur.
Likidite riski bankaların mevduat ve kredi işlemlerinde, para piyasasındaki
dalgalanmalar sonucu da ortaya çıkar. Mevduat çekilişlerinin düzeyi beklenenin
üzerinde gerçekleşirse, bankalarda likit fonların bulunmaması nedeniyle likidite
riski doğar. Sigorta şirketleri de likidite riski ile karşı karşıyadır. Hasar ödemele
ri beklenenin üzerinde gerçekleştiğinde, sigorta şirketlerinin riski diğer aktifleri
ile karşılanmaktadır. Likidite riski sigorta şirketlerinin yükümlülüklerini yerine
getiremeyecek şekilde likit varlıklara sahip olmaması sonucu ortaya çıkar. Belirli
varlıkların pazarlanamaması, satış sürecindeki gecikmeler ya da daha düşük bir
fiyatı kabullenme şeklindedir. Bu tür riskler aynı zamanda şirketin yatırımlarının
sonucuna bağlı olarak gerçekleşmektedir.
Piyasa Riski
Piyasa riski genel anlamda, finansal fiyatlar ve oranlardaki hareket ve değişiklik
lerden kaynaklanan risk demektir. Piyasa riski alt başlıklar olarak; döviz kuru, faiz
oranı, hisse senedi değeri ve değerli maden/hammadde fiyatı risklerinden oluş
maktadır.
Döviz kuru riski en genel ifadeyle, döviz varlıklarıyla döviz borçlarının farklı
olması nedeniyle, döviz kurlarında meydana gelen değişmelerin ortaya çıkardığı
bir risktir. Başka bir deyişle döviz kuru riski, yabancı bir paranın milli para kar
şısındaki muhtemel değer değişmelerinden doğabilecek maddi zarar tehlikesidir.
Döviz kuru riski, ulusal parayla veya kaynaklarla döviz alma ya da döviz satarak
karşılığında ulusal para veya kaynağa sahip olma işlemleri nedeni ile zarar etmesi
ihtimali olarak tanımlanmaktadır. Döviz fiyatlarındaki değişmelerin, döviz cin
sinden gelir ve giderlerin değerini etiketleme olasılığı ise döviz kuru riskine açık
lık olarak ifade edilmektedir. Diğer bir ifade ile, döviz kuru riskine açık olunması,
sahip olunan varlık ve yükümlülüklerin döviz kurlarındaki değişmelere duyarlığı
olarak da tanımlanmıştır. Dolayısıyla döviz kuru riskinin ortaya çıkabilmesi için
öncelikle döviz kuru riskine açık olunması gereklidir.
Bütün finansal kurumlar faiz oranı riski ile karşı karşıyadır. Faiz riski finans ku
ruluşlarının mali pozisyonunun faiz oranlarındaki beklenmeyen değişiklere maruz
kalması durumudur. Bankalarının fonlama maliyetlerinin kredilendirme ile elde
Likidite riski kısaca, kısa
vadeli nakdi mal varlığının
değerinin kısa vadeli borçları
karşılayamaması durumudur.