5_AOF Menkul Kıymet Yatırımları

(AcadEconomics) #1

  1. Ünite - Faizsiz Finansal Ürün Yatırımları 127


işlem niteliği kazanmasına neden olmaktadır. Türev araçların ve yapılandırılmış ürünlerin
İslami açıdan değerlendirilmesinde işlemin yalnızca risk ticareti mi veya taraflarca üze-
rinde anlaşılan değer yaratan bir işlem mi olduğu ve risk yönetiminin yalnızca girişimsel
amaçlara ulaşmak için mi kullanıldığı soruları önem kazanmaktadır. Diğer bir ifade ile ya-
pılan işlemin spekülatif amaçla değil, korunma amacıyla yapılmış olması gerekmektedir.
Türev ürünlerin üç temel özelliği İslam hukuku açısından problem yaratmaktadır. İlk
olarak türev ürünler alıcıya sözleşme tarihinde mevcut olmayan malı alma olanağı tanı-
maktadır. Bu durum İslami kontratların temel prensiplerinden olan sözleşme tarihinde
malın fiziki olarak bulunması (mevcudiyet) gerektiği prensibini ihlal etmektedir. İkinci
olarak, mal fiziki olarak bulunsa bile, İslami açıdan sahip olunmayan bir varlığın satışına
izin verilmemesi prensibine aykırı olarak bu sözleşmeler satıcıya sözleşme tarihinde sahip
olmadığı (sahiplik) malı satma hakkı vermektedir. Son olarak ise türev ürünler malın tes-
liminden önce alıcının dayanak varlığı yeniden satmasına olanak vermektedir. Bu durum
ise İslami sözleşmelerin mülkiyet ve teslim gereklilikleri ile çelişmektedir.
Türev ürünlerin İslam hukuku açısından uygun olabilmesi aşağıdaki koşulları sağla-
ması gerekmektedir;
Tanımlanabilir bir varlık veya girişim üzerinde taraflarca planlanmış etkin sahipliğe
ilişkin gerçek bir korunma talebine işaret etmelidir.
Özellikleri açıkça tanımlanmış olan varlıklar üzerindeki koşullu alacaklardan doğan
ödeme yükümlülüklerinin kesinliğini garanti etmelidir.
Olağanüstü durumlar dışında, fiziki bir varlığın fiilî ve doğrudan transferine ilişkin
sözleşmeden doğan yükümlülüklerin ertelenmesini reddetmelidir.
Sözleşme riskten korunmanın kullanımı için teminatlandırılmış ödeme içermelidir,
ancak fiyat taraflar arasındaki risk paylaşımının ötesinde dayanak varlığın geçici fiyat de-
ğişimlerinden tek taraflı kazanç yaratmayı amaçlayan hükümler çıkarılmalıdır.
İslam hukukunda yasaklanmış olan faaliyetleri içermemeli, özellikle faiz (riba), kumar
(maysir) ve belirsizliğe bağlı spekülasyondan kaçınılmalı, dayanak varlığın özellikleri ve
teslim koşulları açıkça belirlenmeli ve bilgisizlikten kaynaklanan istismarı önlemelidir.


İslami Forward Sözleşmeler


Forward sözleşmeler türev piyasalarda kullanımı en basit ürünlerdir. Bu ürünler taraflar
arasında dayanak varlığın gelecekte belirli bir tarihte belirlenen fiyat üzerinden ticaretini
içeren sözleşmelerdir. Diğer türev ürünlerde olduğu gibi forward sözleşmelerde de amaç
belirsizlik altında gerçekleşen işlemlerden doğan riskleri azaltmaktır. Forward işlemlerin-
de alıcı ve satıcı olarak iki taraf bulunmaktadır. Satıcı elindeki malın fiyatında gelecekte
ortaya çıkabilecek düşüşlere karşı kendini korumak ve belirsizlikten doğan riskleri mini-
mize etmek amacıyla, malı gelecekte bugün belirlenen fiyat üzerinden satmayı istemek-
tedir. Satıcı bu işlemde kısa pozisyon almaktadır. Alıcı taraf ise malın fiyatında ortaya
çıkabilecek ani yükselişler nedeniyle uğrayabileceği kayıpları önlemek amacıyla malın
fiyatını bugünden sabitlemek istemektedir. İşlemde alıcı uzun pozisyona girmektedir. So-
nuç olarak iki tarafın isteği üzerine, uzlaşılan tarihte ve belirlenen fiyat üzerinden mal ve
nakit takasının yapılmasına dair sözleşme yapılmaktadır. Forward sözleşmeler şartların
taraflarca kişiselleştirilebilen, tezgahüstü piyasalarda işlem gören ürünlerdir ve iki tarafı
da yükümlülük altına sokmaktadır.
Forward sözleşmeler gelişmiş ödeme kısıtları altında İslami hukuku açısından kulla-
nımına izin verilen finansal ürünlerdir. Ancak İslami açıdan kısa ve uzun pozisyon ara-
sındaki farklılıklar ve kullanım amacı önem kazanmaktadır. Forward sözleşmede uzun
pozisyon alan kişi dayanak varlığın fiyatının gelecekte artacağından endişe ederek hareket
etmektedir. Öte yandan uzun pozisyon almanın diğer bir sebebi spot piyasadaki bir kısa

Free download pdf