5_AOF Menkul Kıymet Yatırımları

(AcadEconomics) #1

32 Menkul Kıymet Yatırımları


George  Akerlof (1970)  çalışmasında,   asimetrik   bilgi   sorununu    ele  alarak otomobil    
piyasalarında asimetrik bilgi nedeniyle ortaya çıkan sorunun finansal piyasalar için de
geçerli olduğunu göstermiştir. Çalışmada ikinci el piyasada satın alınan kötü otomobiller
baz alınarak, araba satıcıları ile alıcılarının araba kalitesi hakkındaki sahip oldukları bil-
gilerin asimetrik olduğu belirtilmiştir. Söz konusu piyasada satıcılar arabaların kusurları
olduğunu bildikleri için düşük fiyattan hemen satış yapmak isterken alıcılar ise ortalama
bir arabanın kalitesi hakkında tahmin yaparak fiyatı belirlemek zorundadırlar. Bununla
birlikte piyasada var olan diğer iyi arabaların satıcıları arabalarını düşük fiyattan satmak
yerine elinde tutmak istemektedirler. Sonuçta bu nedenle iyi araba sahipleri piyasanın
dışında kalmakta ve piyasada sadece kötü araba sahipleri yer almaktadır. Diğer bir ifa-
deyle kötü arabalar, iyi arabaları piyasadan uzaklaştırmaktadır. Bu durumun yol açtığı en
önemli sorun ise fiyat ve kalitenin düşmesidir.
Özelikle finansal piyasalarda fiyatlar, piyasadaki varlıklar ve bu varlıkları ihraç eden iş-
letmeler hakkındaki haber ve bilgilere göre şekillenmektedir. Asimetrik bilginin varlığı dü-
şünüldüğünde, tüm piyasa katılımcılarının aynı bilgi düzeyine sahip olduğu varsayımına
dayanan varlık fiyatlama modellerinin geçerli sonuçlar üretmesi mümkün değildir. Bununla
birlikte asimetrik bilgi sorunu piyasa etkinliğini ve finansal istikrarı da etkilemektedir.

Etkin Piyasa


Fama’nın    (1970)  yılındaki   çalışması   ile  birlikte   ilerleyen   süreçte finans  literatürünün   en  
çok araştırılan konularından biri olan “Etkin Piyasalar Hipotezi”, finansal piyasaların bil-
gi açısından etkinliğini ele almaktadır. Etkin piyasalar hipotezi, finansal varlıkların var
olan tüm bilgiyi yansıttığını, yeni bir bilgi gelmesi hâlinde ise bu durumun hızla fiyatlara
yansıdığını savunmaktadır. Bu bağlamda var olan bilgi, fiyatlara eksiksiz olarak yansıdığı
için normalin üzerinde getiri elde etmek mümkün değildir. Etkin piyasalar hipotezinin
dayandığı varsayımlar ise şu şekilde sıralanabilir;
• Piyasada yer alan taraflar rasyonel davranırlar ve karlarını maksimize etmeyi amaç-
larlar.
• Piyasada çok sayıda alıcı ve satıcı bulunmaktadır ve buna bağlı olarak hiçbiri piya-
sası tek başına etkileyecek güce sahip değildir.
• Piyasada vergi ve işlem maliyetleri yoktur.
• Piyasa yer alan taraflar, bilgiye maliyetsiz olarak aynı anda erişebilirler.
• Piyasaların kurumsal yapısı gelişmiştir ve istikrarlı şekilde çalışmaktadır.
Fama, bilginin piyasalara yansıma düzeylerine göre zayıf, yarı-güçlü ve güçlü formda
etkinlik türlerinin bulunduğunu belirtmiştir.
Zayıf Formda Piyasa Etkinliği: Menkul kıymetlerin geçmiş fiyat ve işlem hacmi ve-
rilerinin tamamının cari fiyatlara yansıdığı piyasa türüdür. Piyasada yer alan tüm alıcı ve
satıcılar, geçmişteki fiyat bilgilerine tam olarak sahiptir. Bu nedenle söz konusu piyasada
geçmiş bilgilerini kullanarak ortalamanın üzerinde bir getiri sağlamak mümkün değildir.
Zayıf formda etkin bir piyasada fiyat hareketleri tesadüfi olarak gerçekleşir. Zayıf
formda etkin bir piyasada ancak yeni bilgiler fiyat değişikliğine yol açmaktadır ve yeni
bilgilerin ortaya çıkısı da rassaldır. Bu nedenle piyasada fiyat hareketleri tesadüfi olarak
gerçekleşir. Bu bağlamda cari fiyatları tahmin etmek için geçmiş dönem fiyat verilerini
inceleyen teknik analiz yoluyla bu tür piyasalarda fayda sağlanamaz.
Yarı Güçlü Formda Piyasa Etkinliği: Menkul kıymetlere ait geçmiş fiyat bilgilerinin
yanı sıra kamuya açıklanan mevcut tüm bilgilerin cari fiyatlara yansıdığı piyasa türüdür.
Söz konusu kamusal bilgiler ekonomi gazeteleri, borsa dergileri, kamuyu aydınlatma plat-
formu gibi finansal bilgi kaynakları tarafından hızlı bir şekilde cari fiyatlara yansıtılmaktadır.
Free download pdf