5_AOF Menkul Kıymet Yatırımları

(AcadEconomics) #1

  1. Ünite - Makroekonomik Değişkenlerin Menkul Kıymet Yatırımlarına Etkisi 63


Okuma Parçası


2017’YE YİNE DOLAR DAMGASINI VURACAK!
Analistlere göre 2017 yılında da en çok doları konuşacağız.
Başkan Trump, Amerikalı seçmene verdiği sözleri tutarsa
doların sırtı pek yere gelmeyecek. Gelişmekte olan ülkelere
yönelik küresel sermaye akımları zayıf seyretmeye devam
edecek. Borsalar da hisse bazlı hareketler ön plana çıkacak.
Piyasalar aynı 2016’da olduğu gibi 2017’de de dalgalanacak.
Ama azı analistlere göre dalganın boyu daha küçük olacak.
Türkiye açısından ise 2016, nasıl 15 Temmuz’dan önce ve
sonrası olarak değerlendirildiyse bu defa 2017 de referan-
dumdan önce ve sonra diye anılacak. Dünyada güçlenen
dolar, TL’ye de gölgesini düşürecek. Her ne kadar çok ucuz
olarak değerlendirilse de Borsa’nın yatırımcısına cazip getiri-
ler sunmayacağı öngörülüyor. Yıl içinde risklerin çok artması
durumunda dolar/TL paritesinde 3.85 TL düzeylerinin görü-
lebileceği düşünülürken faizde ise yüzde 12’lerin kırılabilece-
ği tahmin ediliyor. Sıra dışı bir yıl olarak hafızalarda kalacak
olan 2016, bir önceki seneden yapılan tüm beklentileri ters
köşe yaparken, tam anlamıyla ezber bozan bir yıl oldu. Gerek
yerel gerekse küresel çapta fiyatlamaların belirsizliği nede-
niyle öngörülerden uzak bir yıl geride bırakıldı. Yılın karne-
sinde, İngiltere’de referandum, ABD’de Başkanlık seçimi ve
Fed’in faiz arttırması, içeride ise 15 Temmuz darbe girişimi,
not indirimleri, terör olayları ve jeopolitik risklerin artması
vardı. Tüm bu gelişmelerle özellikle yılın son çeyreğinde ülke
olarak 3,60 civarında rekor kıran dolar kurunu yakından ta-
kip ettik. Öyle ki her yeni zirve denemesine şaşırmaz olduk.
TL’de yüzde 20’lik kayıp
15 Temmuz darbe girişimi ile sarsılan TL, arkasından S&P
ile Moody’s’ den gelen kredi notu düşürme kararları ile değer
kaybetti. Yurtiçindeki şok henüz atlatılmamışken, Donald J.
Trump’ın 8 Kasım’da ABD’nin yeni başkanı seçilmesi tüm pi-
yasaları yerinden oynattı. FED’in 25 baz puanlık faiz artırımı
tuz biber olurken; Suriye özelinde başlayan bölgesel riskler
–jeopolitik risk tanımı- Türk lirası cinsinden değerlenen var-
lıklar üzerinde negatif baskı unsuru oldu. Bu atmosferde ge-
lişmekte olan para birimleri arasında TL yıllık olarak yüzde
20 ile en çok değer kaybeden para birimi oldu. En çok kayıp
yaşayan bir başka para birimi ise yüzde 19,60 ile Meksika Pe-
zosu oldu. ABD yeni başkanı Donald Trump’ın seçim kam-
panyalarında göçmen politikalarıyla ilgili keskin söylemleri
ve bu konuyla ilgili başa geldiğinde ciddi değişikliklere gide-
ceğini belirtmesi, Meksika para biriminde sert değer kayıpla-
rını beraberinde getirdi.
Gram altının sürpriz getirisi
2016 yılı Türk Lirası cinsi varlıkların baskı altında kaldı-
ğı, dolar/lira kurunda yeni zirve seviyelerinin görüldüğü,

BIST100 Endeksi’ni yıl içerisinde 68.000 - 87.000 bant sevi-
yeleri arasında fiyatlandığı bir döneme sahne oldu. Özellikle
ikinci yarıda Türkiye piyasaları çok güçlü bir negatif ayrış-
mayı yaşadı. Tahvil faizleri yüzde 11’e yükseldi. Yurtiçinde en
çok konuşulan ürün dolar olsa da yatırımcısına en fazla geti-
riyi gram altın sağladı. Gram altın yatırımcısına yüzde 32’ye
yakın kazandırdı. Ocak ayının başında 1000 lirasını gram al-
tına yatıran bir kişi yıl sonunda parasını tekrar TL’ye çevirmiş
olsaydı yaklaşık 1318 lira elde etmiş olacaktı. Yatırımcısına
en çok kazandıran ikinci yatırım aracı ise dolar oldu. Yaklaşık
yüzde 21 artan doları ise yüzde 17,4 artan euro izledi.
2017’de piyasaları ne bekliyor?
Fed kırılganlıkta önemli olacak
Yeni yılda yine merkez bankalarını yakından takip edeceğiz;
özellikle 2016 son toplantısında 25 baz puanlık artışa giden
ve 2017 yılı için hedeflediği 2 faiz artışını 3’e yükselten Ame-
rika Merkez Bankası’nın (FED) ne yapacağı önemli olacak.
Deniz Özel ve Yatırım Grubu’nun raporunda, TCMB’nin bu
süreç içerisinde kendisini konumlandırması, manevra alanı,
TL’nin tüm bu resim içerisinde kendisine bulacağı yeri de
sıklıkla konuşmaya devam edeceğimiz dikkatle vurgulanmış.
Destek Yatırım Araştırma Departmanı’na göre, ABD’nin yeni
başkanı Trump’ın uygulamayı planladığı vergi düzenlemesi
ve iç talep artışını sağlayacak düzenlemelerin enflasyon üze-
rinde olumlu etki yaratması bekleniyor. Raporda, “Bu anlam-
da enflasyonda görülebilecek artış FED’i faiz artırımlarına bir
adım daha yaklaştırıyor olacak. 1 Şubat, 15 Mart, 3 Mayıs, 14
Haziran, 26 Temmuz, 20 Eylül, 1 Kasım ve 13 Aralık tarih-
lerinde düzenlenecek olan toplantılarda FED’in hedeflerini
gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceğini takip ediyor olacağız”
denildi.
TCMB faiz artırımına devam edebilir
IşıkFX Başanalisti Gizmen Nalbantlı, son toplantıda faizleri
sabit tutarak enfl asyona paralel karar aldığını gösteren Mer-
kez Bankası’nın, yılın ilk aylarında gecikmeli kur etkisi, baz
etkisinin kalkması ve zamların fiyatlara girmesiyle faiz artı-
rımına devam edebileceğini belirtirken, Kapital FX’ten Enver
Erkan da kur geçişkenliğinin tüketici fiyatlarında yarattığı
yükseliş beklentisi çerçevesinde önümüzdeki 3 ayda Merkez
Bankası açısından faiz artışının kaçınılmaz olabileceğine de-
ğindi. Erkan’a göre, 2017’nin geneli için; daha geniş bir faiz
koridoruna ihtiyaç duyacağımız bir dönem içerisine giriyo-
ruz. Erkan, “Merkez Bankası’nın enflasyon gerçekleşmeleri
ve beklentileri çerçevesinde koridor üst bandını ve politika
faizini optimal bir seviyede eşitleyerek tek faize geçme ola-
sılığı daha yüksektir. Bizim de ilerleyen dönemde Merkez
Bankası’ndan beklentimiz bu yöndedir” dedi.
Free download pdf