konusu gündeme geldi. Durum bu hale geldiğinde Erdoğan,
‘NATO’nun ne işi var Libya’da? Bu NATO’nun işi değil’ dedi.
Niye? Çünkü Erdoğan daha o vakit İran’la birlikte bize dönük
konsepte bağlı duruyordu. Fakat sonra baktılar, Ortadoğu’daki
durum ciddidir, bu konuda makas değiştirmesi gerekiyor. Yani
İran’ı bırakıp biraz Batı’ya yakın durması lazım ki, işte Suriye’de
hakim olsun, giderek Irak’ta hakim olsun. Şimdiki süreci
düşünerek yaptı. Baktı ki İran ile olsa kontrolü kaybedebilir.
Ama esasen uluslararası komployu, PKK karşıtı güçlerle yürü-
mesi, pozisyonu daha da güçlendirir diye İran’dan vazgeçip Ame-
rika’dan, NATO’dan yana tutum aldı. Onun için artık onun ile
İran’ın arası biraz açıldı. Yani haziranda İran bir taraftan başladı
eski anlaşmaya göre, Türkiye de bir taraftan başladı. Fakat bir
araya gelme olmadı. Çünkü Libya konusunda, Suriye konusunda
ayrı düşüyorlardı. Makas ayrıldı aralarında. Bu aynı zamana denk
geliyor. Yani yoksa ortak saldıracaklardı. Yine yürüttüler ama
herkes kendi cephesinden yürüttü...’
AKP’nin o zaman düşündüğü şey şuydu: Biz bu PKK ve Kürt-
lerle taviz temelinde anlaşma yapmayacağız, biz onları oyalarız.
Ve o zaman Tamiller’e karşı uygulanan Sri Lanka taktiği üzerine
çok yazdılar. Biliyorsunuz, köşe yazarları filan. Yani böyle Tamil
planı uygulamak üzere harekete geçtiler. 2011 sonbaharı, kışı
onları bu konuda umutlandırdı. Niye? Çünkü bazı kayıplar verdi
güçlerimiz. Mesela Erzurum’da gerçekten ciddi kayıplar verdik.
Eyalet komutanı düzeyinde kayıplar verdik. Yine Botan’da öyle,
Zagros’ta öyle. İşte Geliyê Tiyare’deki kayıplar.
Kısaca 2011 yılı bizim için bu biçimde geçti. Ama biz de kendi
içimizde tartıştık. Biz o zaman Başkanlık Kurumu olarak müda-
hale ettik. Artık biz bir grup arkadaşla Behdinan tarafına geçip
direnme savaşı vb konuları arkadaşlarla birlikte yürütme kararı
aldık. Bu anlamda 2012’deki o müdahale, savaş, gerillanın savaş
gücünü biraz daha ciddileştirdi. Belli bir direniş göstermiş oldu.
Ama kitle hareketliliğinde bir düşüş oldu. Bu zaten 2011’de de,
biraz Newroz’da da görüldü. Yani bizim genelde kitlemizde belli
bir düzey hep vardı. Serhildan hareketi. Fakat biz serhildan hare-
Kürt sorununun çözümüne ‘çözüm süreci’ operasyonu