zakerelerin başlaması ve adım atılması için değerlendirmelerde
bulundu. Sürecin artık istediği gibi gitmeyeceğini gören hükü-
met, rutin devlet heyeti dışında, dönemin Başbakan Yardımcısı
Beşir Atalay’ı İmralı Adası’na göndererek, gereken siyasi ve yasal
adımların atacağına dair taahhütte bulundu. Atalay bu gö-
rüşmede, Öcalan’a “hayal edemeyeceğiniz adımlar atılacak” de-
diğinde, devlet bürokrasisi Ankara’da PKK’ye karşı ‘çöktürme
planı’ hazırlıyordu!
Öcalan, AKP hükümetinin üst düzey siyasi temsilcisinin
girişimine anlam vererek, bahar aylarında müzakere süreci
başlayacağını bekliyordu.
Bunun için tüm detaylar konuşuldu ve İmralı’dan dönen söz
konusu yetkili, üyesi olduğu hükümete, Öcalan’ın barış için gös-
terdiği gayretin önemine dikkati çekti.
Ancak süreç böyle yürümedi.
Kuzey Kürdistan’da askeri hazırlıkları tırmandıran AKP hü-
kümetinin, Rojava’da da IŞİD vb örgütlerle yaptığı hazırlıkları
ve Kobanê’ye yönelik saldırı hazırlıkları hız kazandı. Amaçları;
Kuzey Kürdistan ve Türkiye sınırları dahilinde gerillanın bir
daha hareket edememesini sağlamak, Rojava’daki kazanımlara
darbe vurarak İmralı masasına güçlü bir şekilde oturup taviz
almaktı. Oysa PKK açısından, devletin zor kullanılarak “taviz”
koparma çabasının bir karşılığı yoktu. PKK kendisini ‘özgür ve
demokratik yaşam için sonuna kadar mücadele eden bir hareket
olarak örgütlüyoruz’ diyordu.
Nitekim devletin bu anlayışı çerçevesinde Temmuz 2014’te
Kobanê’ye yönelik ilk saldırı dalgası başlatıldı. Bu saldırı kırıl-
dıktan sonra, 15 Eylül 2014’te bilinen pervasız saldırı başlatıldı.
Bu saldırıya karşı geliştirilen direniş ve başta 6-7-8 Ekim’de ol-
mak üzere dünyanın her tarafındaki ‘Kobanê’yi sahiplenme ey-
lemleri ve 1 Kasım Dünya Kobanê Günü’nde yaygın sahiplen-
melerin vuku bulması devletin karar organlarında masaya
yatırıldı. Öcalan’ın demokratik çözüm için geliştirdiği sürece,
Kürt Özgürlük Mücadelesi’ni bastırmak amacıyla yaklaşan hü-
kümet, istediklerini elde edemeyeceğini görüyordu.
2005-2015 Türkiye-PKK görüşmeleri