adımlara yer veriliyordu. Ancak talepler karşılık bulmadı. Mart
2003’te siyasi faaliyet yürüten Halkların Demokratik Partisi (HA-
DEP) kapatıldı. Baskı ve saldırılara rağmen Kürt cephesinde
toplumsal barış talebiyle bir kampanya başlatıldı ve Mayıs ayında
1 milyon imza Türk Meclisi’ne sunuldu. Öcalan, çözüm çaba-
larının reddedilmesi halinde yaşanacak olası gelişmeler konu-
sunda sık sık uyarılar yapıyordu.
AKP o dönemde ‘düşünmezsen yoktur’u düstur edinmişti.
Bu, bir politika olarak belirlemişti. PKK’den ayrılan ekip de
kendini ‘Kürtlerin AKP’si’ olarak tanımlıyordu. Yani; değişimci,
yenilikçi bir iddiayla öne çıkmışlardı. Öcalan’ın yapmak istediği
hamleye karşı PKK içerisinde böyle güçlü bir ekip tutum alınca
AKP kendi planında ısrarcı oldu ve süreç bu şekilde devam etti.Öcalan’dan yeni hamle
Öcalan bu duruma karşı yeni bir hamle yaptı. Atina’daki da-
vasına sunulmak üzere bir savunma yazdı (3)ve bu savunma kitap
şeklinde basıldı. Öcalan savunmasında kendi hareketine sistem
değişikliği önerdi. Bunu ‘Kongreler Sistemi’ şeklinde formüle
etti. KADEK feshedildi ve Öcalan’ın önerisi çerçevesinde 2003
yılının ikinci yarısında Kongra-Gel (Halk Kongresi) kuruldu.
Ve Öcalan, devletin çözümsüzlük politikasına karşı ‘Aktif Sa-
vunma’ kararının alınmasını istedi. Artık “tek taraflı ateşkes an-
lamını yitirmiştir” dedi.
PKK yönetimi, Öcalan’ın bu öneri ve görüşlerini
değerlendirmek ve hayata geçirmek üzere Temmuz 2003’te
toplandı. Ama ters bir durum yaşandı. ‘Sistem değişecek,
ateşkes sona erecek’ kararı alınmak üzere toplanan PKK
yönetimi, bazı üyelerin “savaşı bırakalım” talebiyle karşılaştı.
Osman Öcalan ve Nizamettin Taş gibi yöneticiler bu fikre
öncülük ediyordu. PKK Merkez Komite Üyesi olan Dursun Ali
Küçük, “artık devrim lafını etmeyelim, devrimi literatürden
çıkaralım” diyerek söz konusu grubun fikirlerini özetledi.
Öcalan’ın istediği hamleye karşıt hamle geliştirilmişti.
Kürt sorununun çözümüne ‘çözüm süreci’ operasyonu