- Ama siz hareket olarak, 2005, 2006, 2007 tecrübelerini de
göz önünde bulundurarak Oslo’ya gittiniz. Türkiye’nin çözüm
istemediğini bildiğiniz halde neden bu görüşmeleri sürdürdünüz? - AKP öncesinde de devlet içerisinde bazı kesimler diyalog
ve görüşme arıyordu. Bazı diyalog ve görüşmeler de olmuştu.
’93’te başlayan çeşitli diyaloglar vardı. Avrupa’da görüşmeler
oldu, bazı arkadaşlar katıldı bu görüşmelere. Ordu, MİT içinde,
devlet içinde, devletin çeşitli organları, kanatları içinde bazı
kesimler çeşitli görüşmeler yaptılar arkadaşlarla. Önderliğin
hareketin başında olduğu süreçte de bu tür görüşmeler oldu.
Devlet içinde Kürt sorununu siyasal çözümüne dönük,
demokratik çözümüne dönük, müzakere ile çözmeye dönük
yaklaşımlar gösterenler oldu. Bu eğilimin ne kadar samimi
olduğu da bilinmiyor. Fakat devlet içinde güçlü bir eğilim
değildi. Devlet içerisinde bu eğilimler geliştiğinde, örgüte bu
tür talepler yansıdığında, Önderlik hareketin başındayken ve
sonraki süreçte de, İmralı’da olduğu süreçte de bu tür
yaklaşımlara büyük bir anlam biçti. Hep değerlendirmek istedi.
Çünkü hareketin, Önder Apo’nun, genel olarak da PKK’nin
yaklaşımı her zaman böyle olmuştur. Paradigmayı
değiştirmeden önceki yaklaşımı da böyleydi. Paradigmayı
değiştirdikten sonra, stratejiyi değiştirdikten sonra Kürt
sorununun çözümünde, yönteminde köklü bir değişikliğe gitti.
Yani Kürt sorununu siyasal yöntem ile çözmeyi hareket hep
öncelikli bir yaklaşım olarak ele aldı. Bu yaklaşımı hep önceledi.
Bilindiği gibi ’93’te bu yönlü eğilim zayıf da olsa hissedil-
diğinde Önderlik değerlendirmek istedi. Mesela Turgut Özal’ın
’93’te Kürt sorununun çözümüne dönük eşitli açıklamaları oldu.
Hatta ‘federasyonu da tartışabiliriz’ dedi. Önder Apo bunu çok
önemsedi. Turgut Özal Misak-i Milli’yi de gündeme koydu, fakat
şu an Erdoğan’ın gündeme koyduğu gibi değil. Özal’ın yaklaşımı
daha çözümleyici bir eğilimdeydi. En tepeden, devlet içerisinde
böyle bir eğilim gelişince ordudan, MİT’ten de bazı kesimler
hareketle sorunun siyasal çözümüne dönük görüşme arayışı içe-
Kürt sorununun çözümüne ‘çözüm süreci’ operasyonu