toplandık. O zaman bizim savaş ve barış kararı alma meka-
nizmamız vardı. Böyle ciddi şeylerde bütün kurumların temsil-
cilerinin toplandığı bir toplantı yapardık.
- Genel kurul gibi bir çalışma mı?
- Evet, kalabalıktı yani. Ve bu nitelikteki bir örgüt platfor-
munda ateşkesi gerçekleştirme kararı aldık.
- Neden ateşkes yaptınız?
- Birçok kesimin çağrısı vardı. ABD çağrı yapıyor, Avrupa çağrı
yapıyor, aydınların çağrısı var, KDP yapıyordu. Böyle bir durumda
güya çözüm için adım da atılabilir yaklaşımı gösteriyorlar. Biz
adım atmazsak ‘çağrı yaptık, şunu yaptık, adım atmadı’ denecek;
haksız duruma düşürülecektik. Çünkü adım atılırsa çözüm
olacağını iddia ediyorlardı. Onun için ABD’dir, Avrupa’dır,
KDP’dir, Türkiye aydınlarıdır herkese, olumlu yaklaştığımızı
göstermek için böyle bir adım attık. Bizi o anda bu karara götüren
bu çevrelerin çağrısıydı.
- Ama Sayın Öcalan daha sonra bu kararınızı eleştirdi...
- Bu çağrıların baskısı oldu, bir nevi bu baskılar karşısında
ateşkes kararı aldık denilebilir. AKP bu kesimler üzerinden mü-
cadeleyi durdurup nefes almak istiyordu, rahatlamak istiyordu.
Aslında bunu sağlattı da. 2006 ateşkesinin özü budur. Zaten bu
nedenle Önderlik defalarca ‘ben bu durumu bilseydim bu 1
Ekim ateşkesini yaptırmazdım, kabul etmezdim, bana dayattılar’
dedi. Örgütü de dahil ederek, bizi de dahil ederek bunu eleştirdi.
- Bu eleştirinin altında tam olarak ne var?
- Şöyle düşünmek lazım; politik olarak AKP sıkışmış, müca-
dele etsen belki adım atacak durumda. Böyle mücadele ederek
Kürt sorununun çözümüne ‘çözüm süreci’ operasyonu