Erdoğan, burada dönemin Diyarbakır Büyükşehir Belediye
Başkanı Osman Baydemir ile yaptığı görüşmede, PKK’nin 1
Haziran 2004’te başlattığı süreci sona erdirmesini istemişti.
PKK’yi kastederek, 1 Haziran sürecinin hem AKP’ye hem de
gerilla hareketine zarar vereceğini savundu. Gerilla karşısında
sıkıştığı anlaşılan Erdoğan, çatışmaların sürmesini istemiyordu.
Bu nedenle sürecin durması çağrısını yapıyordu. Bu manevra,
Erdoğan’ın her sıkıştığında başvurduğu bir yöntem olarak dikkat
çekiyordu.
Erdoğan’ın gerek miting meydanı ve gerekse Baydemir’le yap-
tığı görüşmede verdiği mesaj netti: PKK’den ateşkes istiyordu.
Daha önce “Diyarbakır’daki konuşmamı izlesinler” mesajını
ilettiği PKK yönetimi Erdoğan’ın mesajını almıştı.
Osman Baydemir, görüşmeden bir gün sonra ilk uçakla Brük-
sel’e giderek kısa görüşmenin ve mesajın içeriğini PKK Avrupa
yönetimine aktardı. Avrupa’daki PKK yönetimi konuyu Kandil’e
iletti ve PKK, bu mesaja cevaben 20 günlük ateşkes ilan etti.
PKK bu cevabı vermişti ama Kürt tarafı gelişmelere şüpheyle
bakmayı elden bırakmıyordu. PKK yönetimi, “tamam, konuştu,
olumlu bir hava oluştu. Biz de ateşkes ilan ettik. Adım atılması
gerekiyor” fikrindeydi.
Adım atılmadıkça Kürt tarafı, Erdoğan’a duyulan şüphede
haklı çıktığını düşünüyordu. Ancak AB çevreleri AKP’nin bu
sorunu çözebileceğini ve Kürtlerin de destek sunması gerektiğini
düşünüyordu. PKK çevrelerine de bu çerçevede sürekli telkinde
bulunuluyordu.
20 gün sona erdi. Ne bir adım atıldı ne de PKK’ye herhangi
bir mesaj gönderildi. Tam tersine, Ağustos ayında toplanan
MGK’de ‘terörle sonuna kadar mücadele kararlılığı’ bir kez
daha deklare edildi.
Böylece, Erdoğan’ın 2006 yılında Cengiz Çandar’a “yanlış
yaptım, o konuşmayı yapmamalıydım” dediği (Cengiz Çandar,
Mezopotamya Ekspresi kitabı) Diyarbakır konuşması ve aka-
binde PKK’nin ilan ettiği ateşkes, öncesindeki 10 kişilik aydın
heyetinin girişimleri de heba olmuştu.
Kürt sorununun çözümüne ‘çözüm süreci’ operasyonu