protesto eylemleri sürüyordu. Eylemlerde öfke kabarmıştı. Bu
durum üzerine gözler Ankara’ya çevrildi. Türkiye yönetimi bu
bilginin doğru olmadığını savundu ve İmralı’da zehirleme faaliy-
etini inkar etti, ‘böyle bir şey yok’ dedi, hükümet yetkilileri.
Olup bitenler, PKK ve Türk yönetimi veya Kürtler ile Türk-
ler arasındaki bir sorundan ibaret sayılamazdı. Öcalan’ın du-
rumu uluslararası bir konuydu ve böyle bir yankı buldu. CPT
hemen harekete geçti. Ankara’dan istenen şey; uluslararası
bağımsız bir doktor heyetinin İmralı’ya gitmesiydi. Bu konuda
yoğun görüşme ve tartışmalardan sonra İmralı’da bir muayene
planlandı. Ama Türk tarafı uluslararası doktorların gitmesini
kabul etmedi, ‘kendi doktorlarımız var’ dedi. Daha sonra de-
vletin sürekli gönderdiği, resmi görevli doktorlardan ziyade
Türk Tabipler Birliğinden bir heyetin gitmesi noktasında
uzlaşıya varıldı.
Türk Tabipler Birliği heyeti Öcalan’ı muayene ettikten sonra
yeni bir ilaç reçetesi hazırladı. Bu ilaç yine yemeklerle verilecek
ve önceden verilmiş olan Arsenic ilacını etkisizleştirecek nite-
likteydi. Tabipler Birliği raporunu açıklamadı ama yeni ilaçla
duruma müdahale etmişti. Konu deşifre olunca devlet de bu
şekilde bir ‘çözüme’ gitti.
Yeniden çatışma süreci
2007 baharı, Newroz, nisandaki cumhurbaşkanlığı seçimi ve
Ankara’daki iç siyasi çekişmeler, gerilim ve ardından temmuzda
gelen erken genel seçimlerle süreç devam etti. Türkiye kendi iç
gündemiyle uğraşırken, Kürt tarafı yeni bir hamle hazırlığı ya-
pıyordu. Bu hamle askeri, siyasi ve toplumsaldı. Temmuzda ger-
çekleşen seçimlerde bağımsız adaylarla önemli bir başarı elde
edilmişti. Yaz aylarında toplanan Kongra-Gel, ara dönem top-
lantısında ‘kitlesel hamle’ kararı alındı. Bu karar ‘Êdî Bes e’
(Artık Yeter) Kampanyası’ olarak isimlendirildi. Bu kampanyayla
Kürt kentlerinde tüm zamanların en kitlesel eylemleri düzen-
lendi. Ama PKK sadece kitlesel eylemlerin değil, askeri eylem-
2005-2015 Türkiye-PKK görüşmeleri