TÜM BELGELERİYLE TÜRKİYE-PKK GÖRÜŞMELERİ

(Amed Dicle) #1
deyimiyle ‘ortamın yumuşaması, tarafların kaynaşması’ için bu
yöntem başından sonuna kadar devam ediyor. Görüşmelerde
Türk tarafı kendi uçağıyla, Kürt tarafı ise Norveç’in organize
ettiği şekilde yolculuk yapıyorlar. Bu usul Oslo, Brüksel ve Ce-
nevre’de devam eden tüm görüşmelerde de esas alınıyor.
Tekrar görüşme masasına dönelim...
Türk heyeti otele geldiğinde önce aracı kurumun temsilcile-
riyle buluşuyor ve görüşmelerin 3 Eylül sabahı başlaması plan-
lanıyor. Ama aracılar ve Türkler arasında yapılan toplantıdan
sonra çok ciddi bir sorun çıkıyor ve görüşmeler neredeyse yapı-
lamaz duruma geliyor. Tüm badireleri atlatıp tarafları aynı otele
getirebilmiş aracı kurumun temsilcileri ciddi bir sorunla karşı
karşıya kalmış ve neredeyse taraflar görüşmeden otelden ayrıla-
cak duruma gelmiştir.
Bu defa Kürt tarafı, aracı kurum ile Türk heyeti arasında me-
kik dokuyacaktır. Bu soruna birazdan döneceğiz. Ama şimdi
aynı süreçte ve aynı paralelde gelişen başka bir görüşme trafiğini
anlatalım.

Emre Taner’in Kandil’e gitme isteği


2008 yılı, yaz ayları.
Aracı kurumun Kandil, Ankara ve Brüksel arasında gidip gel-
diği süreçler. Kurum, tarafları bir araya getirmek için çalışırken,
Ankara başka bir mekanizmayı da devreye koyuyor ve PKK yö-
netimi ile doğrudan görüşmek istiyor. Bu girişimden aracı ku-
rumun bilgisi yoktur ama Ankara yönetimi şansını denemek ve
diğer bir kapıyı da çalmak istiyor.
MİT Müsteşarı Emre Taner, bu girişimi başlatmak üzere
özel bir uçakla Irak’ın başkenti Bağdat’a giderek dönemin Irak
Cumhurbaşkanı ve YNK Genel Sekreteri Celal Talabani ile bir
araya geliyor. Kimsenin görüşmenin içeriğinden haberi yoktur.
Mam Celal, bir sonraki gün, görüşmenin içeriğini bir mektupla
Murat Karayılan’a iletiyor.
Talabani, güvendiği bir danışmanını Kandil’e, Karayılan’a


Kürt sorununun çözümüne ‘çözüm süreci’ operasyonu
Free download pdf