Sen çekildin değişdi sahne bütün,
Şimdi her nagme gusse, hande hüzün;
Taş kesilmiş elem bütün kayalar.
Yüreğinde, tükenmiyen gamı var....
Yolları servi-servi mâtemdir.
Hep bakışlar bir ağlıyan gamdır..
Taş, ağaç, gök; çiçek fısıldaşıyor.
Hepsi kalbinde ıztırap taşıyor...
Âşiyan lâl, neşidesiz; küskün;
Her çiçek girye, her çemen üzgün;
Ötmez olmuş hezârı kırk senedir,
Gülmez olmuş izârı kırk senedir!
Söyle, sen ey türâb olan Fikret!
Yurd için dil-harâb olan Fikret!
Kalbinin ıztırâbı dinmedi mi?
Bitmeyen o azabı dinmedi mi?
Söyle kabrinde inliyen kimdir;
Söyle Fikret! Melâlini bildir!
İnliyen hep rubâb-ı rûhun mu?
Şanlı yurdun ne halde, duydun mu?
Seneler geçdi, bitmiyen seneler,
O, neler çekdi hasretinle neler?..
106