NEF’Î
Bir yağız çehre çatılmış iki hançer: Kaşlar;
yine hançer gibi keskin iki mağnâlı nazar...
Yâd-ı ulvîsi hayâlimde bu sîmâyı taşır,
bence Nef’î’ye bu sîmâ-i mehâbet yaraşır.
Tab’ı sahbâ gibi cûşâver-i mînâ-i mekaâl,
fikri Anka gibi bâlâlrev-i atbâk-ı hayâl.
Açılır gonce-i ilhâmı leb-i hârında,
berk urur şuğle-i endîşesi enzârında.
Âteşîn cerbeze bir nâtıka'âsâ gözler
cezbe-i rûh-i şagafdârını takrîr eyler.
Görünür, safha-i emvâce düşen lem’a gibi,
alnının çîn-i bülendinde o rûh-i asabî.
Başkadır feyz-i hüner kilk-i füsûnsâzında,
canlanır, vecde gelir söz leb-i iğcâzında.
Duyulur kağr-ı beyânında sadâ-yi âhen,
darb-ı şeşperle çıkan kağka'a miğferlerden.
54