Büyülü kaleminden çıkan hünerin gürlüğü
bambaşkadır,
mucizeli dudaklarında sözler sanki canlanır,
coşar.
Anlatışının derinliğinde, âdeta bir çelik sesi
duyulur,
şeşperle bir miğfere vurulduğu zaman çıkan
sedâ gibi.
Çağıltılı fikirlerini tertiplerken duyulan derin
gürültü,
bir muharebe uğultusunun yankısını andırır.
Sanki bir muharebe oluyor: öyle kaynaşıp
coşuyor ki,
kavganın velvelesi, muharebe davullarına
karışıyor.
Safların başbaşa gökgürültüsü gibi
hayhuyları,
her yanda kılıçların yalımlı şakırtısından
olan şimşek.
58