sana daha fazla kuyruk sallamaya başlarlar. Ekmek o
kadar gözlerini kör etmiştir ki yuvasından çıkan
kunduz gibi güneşi görmezler de tozu toprağı
eşelemeye başlarlar. Hatta hırslarının sopası onlara her
yandan o kadar çok vurur ki senin erzak ambarını
talan ettikten sonra bir başkasının kışlık yiyeceğinin
çoktan düşlerini kurmaya başlamışlardır. Ama hiç
bilmezler ki her şeyi emri altında tutan sonsuz kudret
sahibi( el vali )c.c var.
Her yola koyulmaya niyet edişimde şu cahil aklımı
yoldan alıkoyan yolu aşılmaz sarp kayalıklar haline
getiren dumanlı düşünceler yüzünden dağın
eteklerinde turdur ki atıyorum. Bilmem bu kaçıncı
dönüş oldu ama dağa çıkmaya korkuyorum.
Nefsimdeki doyumsuzluğa, cehalete, benliğimdeki
gaflete bakıp bakıp gözyaşı dökmek istiyorum. Bu hali
şöyle tasvir etmem gerekir. Çok büyük bir çöle bir
ibrikle âşık olmak gibi ibriğe bak. Çöle bak yüz arşın
yürüdün mü o su seni kendine öyle bir aşık eder ki
çölü unutur lıkır lıkır mideni doldurursun.
Akıl terazisine çıkmadan önce iyi düşün, iyi düşün de
atmacalara çakal vadisinde yem olma.. Kelimeler
denizindeki hiç bir kelime tam manasıyla benim
gönlümden geçenleri buraya aktarmaya yetmeyecek.
Çünkü vuslat bağlarındaki o iri siyah taneli üzümler
benim günah zemherimle yok oldu gitti. Şimdi
eyvahlar sabahında gam baykuşlarından başka hangi
kanat bize yakın ola ki?
Neyse yine de birkaç vesile ile birbiri ardınca dizilmiş
sebepler kuyusuna bir kova da biz daldıralım. Bakalım
ki yüzümüz kuyunun suyuna aksedince gözlerimiz ne