arzulara gem vurabilirsin yoksa şimdiden eyvah!... Ne
gençliğin ne zenginliğin nede bilgin seninle ebedi
kalmak için sözleşme yapmamışlardır. Böyle bir ahid
yokken sen yükünü yüklenmiş koskoca bir hayal
kervanı ile hangi Kaf dağlarını aşmaya niyetleniyorsun
ki? Ama insan bu nankörlüğü ve gafleti yüzünden
hayra doğru silkiniş yapmak arzusunu içinde pek
taşımaz, sadece bir eğleniş bir zaman geçirmeden
ibaret bataklık vardır.. Yani gaflet makamından hayret
makamına bakamazsın. Hatta o hayret makamını
hissedemezsin bile.. Bazen yol alabilmek için ayaklar
yetmez. Yol o kadar uzundur ki, ayakla başla o yolu
kat edemezsin. Zaten elhamdülillah derken kişi bir
anlamda da şuna yaklaşmak ister. Nefsimin beni
mağrurlandırmasından, gaflete düşürmesinden, benlik
hücresine düşmekten sana sığındım ve kul olma
bilincine erdim. Ererken de gördüm ki tek güç sensin
Yarabbi..
Şu güzel hak dostlarının hayatlarına baktığımızda itikaf
yollarının taşları hangi güzel sıvayla sıvanmış kesin
elmahdülillahdır, desek yalan olmaz. Hey gözüne
kurban olduğumun bakışı, bütün gonca güller bir
bahçede toplanmış görmüyor musun? Hatta beden
elbisesi olmadan da cismaniyete bürünmek her
babayiğidin işi olmasa gerek.. Nice kavimler var ki sırf
beden oldukları için o kadar ihtişamlı saraylar devletler
kurdukları halde, Rabbimin bir azabıyla yok olup
gitmişler. Ne diye sonu olan bir şeye tutku
derecesinde bağlanıp kalayım ki! Ömür yolunda
insanlık adına hayra erecek bir kaç adım atmak
istersen hangi meşale senin yolunu aydınlatacak,
hangi kılavuz seni güzellikler bahçesine götürecek
yada hangi fikir seni ihya edecek bunları oturup ta
düşüneceksin. Düşünmezsen hızlı uçan kırlangıçlar gibi