sana sığınırım! İşte kardeş bu dişi putlar sana lanet
bahçelerinin yolunu açar ki o bahçelerde zakkum
denilen meyveleri şeytanların başları gibi olmuş zarar
veren şeylerle karşılaşırsın. Dere coşmaya başlayınca
bende bol bol abdest almak istiyorum. Şükür bu
derenin suyunu kesilmeden akıtana.. Binlerce şükür ki
suyu yaratıp o suya abdest alınma şerefi katana..
Şükür kaderi yaratıp istediği şekli verene.. Mazlum
yüce bir dağda gezen ve şehir halkının haberdar
olmadığı çok garip haller bulunan duası ile hak
arasında perde bulunmayan muhterem kimselerdir ki
bu kimselerin işleri halleri davranışları kuranın ışığı
gibidir. Sen ilk bakışta üst ve başları çok gösterişli
olmadığı için bu kişilere belki de itibar etmezsin bile.
Ama işte defineler virane yerlerde saklı sözündeki
manevi şifre burada gizlidir. Ne diye kendimi
beğenmişlik çukuruna atayım ki.. Kalbim çok ahenkli
bir şekilde kanımı damarlarıma pompalayıp dururken
beyin hücrelerime giden bu enerji sayesinde fikir
denilen sıfatı oluşturabiliyorum.
Bu beden öldükten sonra sadece geriye hesap günü
kalıyor ki o devasalık karşısında inşallah yüzümüz kara
çıkanlardan olmaz da alnımızın akıyla oradan çıkarız.
Günahlar sebebiyet kazanlarından nefsiyet tezgahında
işlenir, şekil alır. Herkes uykuda bile kendi halinden
haberdardır. Bu haberdar oluş, tıpkı ayın yada
gezegenlerin görünmeyen ama var olan yörüngelerine
benzer. Günah sana çok yönlü yerlerden yaklaşır ama
işin acayip tarafı insanoğlu aceleci bir mizaç üzere
olduğundan o zevke ya da hırsa ya da güç elde etmeye
dört nala koşmaya başlar. Sabırsızca ve hayra yönü
olmayan her fiziksel harekette olduğu gibi bu da
karanlık bulutlara doğru yolculuktur. O yoğun
karanlıklar içerisinde neyle karşılaşırsın bilinmez.
Zaten yokluk kelimesini ele alırsak bu senin bakışınla