mu? İşte o beni öyle cezp ediyor ki sır perdesine
yüzümü sürmek nasip olur mu diye yalvarıyorum.
Neyse, gelelim bizim başımızdan geçenlere.. Bunları
sana kendimi meth edeyim diye anlatmıyorum. Sen bu
işi şuna benzet. Hani bazı mübarek dedeler mesh
lastik dediğimiz ayakkabı tarzı şey giyerler ve
abdestlerini bunun üzerinden mesh ederek yaparlar ya
işte onun gibi bir şey.. Düşünsene bu akıl fikir
durduran nice ince olaylardan biridir. Esas önemli olan
iş fırsat var iken kişinin kendisini bazı şeylerden men
etmesidir. Bu öyle her babayiğidin yapacağı işlerden
olmasa gerek.. İçim bazen sanki sönmek bilmeyen
bir ateşle yanıyor. Bu öyle bir ateş ki kor olmuş ama
suya da meyilli değil.
Ahh dostum ahh.. Niyet mektupları yola çıkmışsa sen
o mektuptan evvel sana o mektubu getirenin tavır ve
hareketlerine bak. Siyah pelerinli mi yoksa
yanaklarında bir ışık mı taşıyor? Bazen çok acaip
zindanlarda büyücü cüce kadınlar, seni birtakım sihirli
kağıtlara meyl ettirip yoldan çıkmanı, azıtıp günaha
girmeni beklerler. Onlarla o kafesli parmaklıkların
yanında karşılaşırsan, benim gibi Meded ya Kadiri
mutlak de, Meded ya Kadiri mutlak..
Sakın Kuranı Azim ü Şanı bırakıp, hadisi bırakıp da
Hakk’tan başka bir şeyden meded beklemeyesin. Bu
olaya girersen sen hiç farkında bile olmadan, aklın da
imanın da uçar gider. Bizler kimiz ki savaş
meydanlarında zırhsız, atsız, kılıçsız, savaş
eyleyenlerden olalım. Bu çıtanın yüksekliği bizim
boyumuzu da aşar gücümüzü de.. Çok şükür
elhamdülillah..