Sayısız örnekler verebiliriz fakat anlayışını bu tarafa
çevirmedikçe, altını şu aşağı vadideki domuzların
önüne serpsen ne çare.. O yine çamura pis burnunu
sokarak berbat sesler çıkarmaya, pis şeyleri yemeye
devam eder. Zikrullah seni, sen eder. Seni çok çok
bilmediğin yerlere götürür. Çok güzel arkadaşlarla
birlikte olmanı sağlar. Sabrın varsa açar girersin
içeriye. Madde aleminden sıkıldınsa biraz da manevi
alemi gez bakalım, geri dönmek isteyecek misin..
Bence istemezsin. Neden mi? Zahirdeki gözünün
gördükleri sence bilinen şeylerdir. Fakat manevi alem
seni katıksız yoklukla tanıştıracaktır. Her safhasında,
her basamağında meded ya Kadir-i Mutlak diyeceksin
ya da ezanların da şahitlik ettiği ALLAHU cc EKBER
ALLAHU cc EKBER diyeceksin.
Hayat namazdadır, temizlik namazdadır, sohbet
namazdadır, secde hediyesi namazdadır, felah
namazdadır, saf saf melaike namazdadır, şahitler
oradadır.. Sabahlar sabahında geceden kaçış için bir
halde oluş, tıpkı dolunay gibi berrak ve ışık saçan bir
durumdur. Sen seni bildikçe yaklaştığın güzellikler
içinde bir bahçedir. Ne meyvesi çürür ne de dağıtmakla
eksilir. O yüzdendir ki hak dostları mallarını
dağıtmışlar, bir an bile pişmanlık duymamışlardır.
Hazineden hazineye çok farklar var, yeter ki görmen
nasip edilmiş olsun. Bazı zamanlar hüzünlü sabahlara
uyandığımda, pişmanlık eteklerimden çok sıkı şekilde
sarılarak bana ‘heyhat’ dedirtmiştir. Heyhat biz bu
gençlik yolunda eğri büğrü yamaçlara meyil
etmeseydik, ihtiyarlık çölünde atsız devesiz
kalmazdık. Sabır burada en önemli değerdir fakat
sabır derken kötü şeyl2erden uzaklaştıran sabır ve
Hakk korkusundan bahsediyorum. Yoksa intikam
almak için bekleyen adamın kin dolu sabrından bahis
açmıyorum. O bekler ki sabreder ki düşman bellediği