koşmuşlardır. Bakış köprüsü kurduğun gözlere dikkat
et çünkü o gözler seni deccal ile buluşturmasın.
Akıldan öteye neler var, bir bakalım mı çünkü akıl her
an devran eder de sen bundan haberdar olmazsın.
Neden böyledir? Çünkü aklın hep aynı ayanı sabitede
dursaydı fikrin hiç gelişmez, öylece kalakalırdı. Bu da
Hikmet-i İlahinin güzel işlerindendir. Bakış açısı da
tahayyül de bir ölçüye göre çalışır. Bunları geliştirmek
ya da daraltmak beynin doğru çalışmasıyla ilgilidir. Bir
yıldız hakkında tam ve doğru bir kanıya varmak için
beynin icad ettiği teleskop ve matematik devreye girer
de senin gidemediğin çok uzak noktalara onlar
vasıtasıyla ulaşırsın. Bu bir sopa gibidir. Bazen döver,
bazen över. İşte gayb alemine ya da Esrarı Zikrullah’a
aksine beyinin icadı ulaşamaz da kalbin ve gönlün
içindeki Zikrullah halkasından çıkan nur ulaşır. Bu da
önceden bildirilmiş tecrübelerle sabittir. Ruh da bunun
içindedir, tevekkül de teslimiyet de.. Buradan kaynak
bulur fakat, yol mertebe mertebe ilerler. Her
basamağında emanete hıyanet var mı yok mu kontrol
edilir.
Bununla birlikte şeytan da her zaman geçer karşına da
seni hangi okla bu güzel işten vazgeçirebilir, onu
aramaya başlar. Bazen bu bir güzel bayan olur bazen
dünya malı olur bazen yorgunluk olur bazen de ‘adam
sendecilik’ olur. Velhasıl her yönden saldırır bu iş, zor
bir iştir. Açlık, uykusuzluk, sabır tam tevekkül idrak ve
ibadetlere tam sarılmalı ki asıl lezzet kapı hafif
aralanınca başlar. Her sözümü açık yazmıyorum sende
biraz akıl devesine bin de etrafında neler var, neler yok
göz at. İçindeki alemi anlaman lazım. Burada yatar
her şey. Bu köşe taşları her yerde olmaz, ibadet
zaman içinde bir seyahate dönüşür. Bunu yakalayacak
işareti aldın mı durma koş, hiç geride kalanlardan
olma. Bu senin için bir hediyedir. Yokluk