İmin iki yüzünden bahsetmek istiyorum. Biri zahiri
diğeri ise batini olan kısmıdır. Gönül okyanusuna bu
batini kısmının bir bölümü ancak sığar. Hak aşkı öyle
derin ve latiftir ki gönül okyanusu bile onun içinde
boğulur gider. Altının değerini kuyumculara sormak
lazım. Sokakta oynayan çocuk sadece elindeki
misketleri çok değerli sayar. Bir bakış farkıyla da dünya
pazarları böyledir. Renkler, paralar, mal mülk ve
şöhretler, lüks yaşam, kibirlenme, cahiliyet hepsi senin
ömür mahallende dünya sokağında eline oynaman için
bir müddetliğine verilmiş nefs ve hayal misketleridir.
Sen ne kazanırsın ki bu kadar sevinirsin ya da ne
kaybedersin ki bu kadar üzülürsün? Bilmez misin ki
hayır ve şer de hepsi şanı yüce Rabbimden gelen
imtihanlardır. Anlamaz mısın ki hiç bir şey senin değil,
hiç bir şey senden başlamaz ve hiçbir şey sende
bitmez. Aklın sabitane bir fikirle her ne kadar bu
dünyaya zevk ve hırs urganlarıyla bağlanmış olursa
olsun Azrail’in kılıcı onu bir salisede koparıp atar. Sen
de o esnada ya ateşten bir çukura veyahut cennet
bahçelerinden bir bahçeye gidersin. Burada asıl olan
gerçeği görmektir. Yoksa ucube fikirler peşinde koşarak
hayatını mahvetmek değil. bu Zikrullah’tan perdeler
sana açılmaya başlayınca çok büyük zevkler almaya
başlarsın. Sessiz sedasız bazı durumlar yaşanır.
Sen mütevazilik kapısında, kaynadıkça demlenen bir
demlikteki çay gibi öze inmeye gayret edersen, lezzet
lezzet olmaktan çıkar da damarlarında dolaşan kan
olmaya başlar. Şeytan (lailahe illallah muhammedun
resulullah) sav zikrine tesir edemez, çatlar patlar gider
zikirde. Vücud temizliği ne kadar elzem ve hayati ise
kalp ve niyet temizliği de o kadar önem teşkil eder.
Dilinde başlar bu seyahatin ilk adımları.. Sen her
defasında El Vekili andıkça çağlayan nur dereleriyle
karşılaşmaya başlarsın. Bu dereler öyle beyaz ve öyle