SURETİL ANKA ( GÖKHAN IŞIKLI )

(GÖKHAN IŞIKLI) #1

Hangi zamanda yaşarsan yaşa, sana yaklaşan veya
çevrende olan bir çok tehlikeler vardır. Hatta bunlardan
zehirli olanları, sureti olmayanları, sureti olmayıp da
başka birinin suretiyle sana yaklaşanları vardır. İçinden
gelen ses her zaman kendi sesin olmayabilir. Bu yalçın
kayalıklar arasında seslenen kişinin sesinin
yankılanmasına benzer. Bir taşa çarpar, taş o ilettiği
ses frekansının manasını hiç anlamadan karşı tarafa
iletir. İşte bu da o frekans ister faydalı bir söz üzere
olsun, isterse olmasın taş bundan nasibini almadan
devam eder gider. Bazı kulaklara gelen ezan, Kuran
sesi de böyledir. Kulak duyar işitir ama taşa çarpan ses
gibi geçer gider hatta umursamaz bile.. Kavramak,
anlamak, idrak etmek, hatta düşünmek iç içe yapılmış
hücreler gibidir. Hepsinin kapısı bir diğerine açılır ki bu
hücrelerde zaman geçiren akıl müsbet sonuçlara
ulaşabilmesi için nefis zorbasını da bu yerlere sokması
lazımdır. O öyle bir zorbadır ki yanlış adımlar atıyorsa
kendini yok etmeye, programlanmış düzeneklere
benzer. Muhabbetullah ehli her zaman etrafındakilere
bundan bahsetmişlerdir. Akıl, nefis ve ruh bu üçlü
uyum içerisinde kul olma bilincinde ve ibadet içerisinde
ise sapık işlerden mutlaka uzaktır.


Günahlar bir nevi virüse benzer. Terazisi eksik olan
işlerde bu virüsler teker teker sana bulaşır, sonunda
vücudunu topyekûn işgal ettiklerinde zevk bayrağını
sana açarlar ki o zaman söylediğin sözden tut da
yaptığın hareketlere kadar hepsi değişir. Zevkin
içindeki açılımı keşf edecek olursak bir perde gibidir.
Bu perde ne kumaştan ne de diğer materyallerdendir.
İçeriğinde şeytanın hileleri ve oyunları döner durur,
tıpkı yörüngesinden çıkmış nereye gideceği belli
olmayan bir göktaşına benzersin. Ta ki mahşere ya da
kabir çukuruna çarpıncaya kadar çok günah
deryalarından geçersin.

Free download pdf