Ey ihvan.. Yetmiş bin alemden bahsedilmiştir. Bu
yetmiş bin alem içinde de farklı alemler barındırmaları
muhtemeldir. Çünkü varlık olarak insan cismaniyetiyle
dünyaya gönderilmiş, diğer alemlere ise bu canlılar
taksim edilmiştir. Buradaki gölgeler bence hem
cisimlerin gölgeleridir hem de bizim gözümüze
görünmeyen varlıkların gölgeleridir diye düşünüyorum.
Kim olursa olsun o gücün karşısında secde etmekten
başka sinek kadar gücü yoktur. Herkesin bir huy ve
tabiat üzerine yaratılmış olduğunu görmüşsündür. Bu
çok farklı kimlikler taşıyanlar genelde kendilerine
davranışlarına en yakın kişilerle bir kavim oluştururlar.
Yani misalde hata olmaz. Kargalarla kargalar
kartallarla da kartallar yolculuk eder. Hiç leyleğin
serçeyle ahbaplık ettiğini gördün mü? Elbette
göremezsin. Yemeleri içmeleri bile farklıdır. İşte bu
meselede asıl anlatmak istediğim, kavimler tek tek
değil de bir bütün olarak hareketlerini desteklerler.
Hatta bazıları koyun gibidir, liderleri onları bir çukura
dahi yöneltse hiç akıl etmeden koşar düşerler. Bu da
aklın devre dışı kalması durumudur. Baksana tarihteki
putperestlere, kendi elleriyle yaptıkları putlara secde
etmemişler mi?
Artık kırları görme zamanı geldi.. Yeşil renk göze
huzursuzluk vermez, aksine bakışına güzellik katar.
Kulağın bu renkten haberi yoktur ona yeşili sadece
anlatabilirsin ama şekil dile muhtaç olunca dil kulağa
kendinden bir şey katmadan tam olarak manayı
anlatabilir mi? işte bazı sırların izahı bu yüzden zor
oluyor. Duvarı boyadığın fırça rengi bilmez ki sadece
sürtündüğü yüzeye bakarak gider gelir. İşte
meydanlar meydanında haller halinde akıl yaya kalır.
Demgah-i vuslat için senin niyet etmen ne kadar