çıkarda sabır nefesine kavuş. bırak geride kalan hüzün gemisine ilk binen olsun sen hızırı görmek
istiyorsan balığın canlanıp denize gittiği hale ulaş. sonrada az soranlardan çok anlayanlardan ol... aşk
meydanına koşarak gelen dost bana sırdaş gecesinden misk kokularıyla geldin gözlerim kapılıydı ama rüya
görmüyordum sadece sesini işittim sözden uzak sesini. huzur ahengindeki yüzüne baktım gözlerin
gönlüme mana incileri hediye etti bende öğrendiklerimi cahillik patikasında bırakmadım ve inat keçisi de
olmadım eyvallah dedim bu eyvallah elveda anlamındaki gidiş değil hoş bir şekilde kabullenişti. sende
bize kalemdeki harf pazarına dükkan açtırdın bu çok istekli olduğumuz bir hal değildi ama dost isteğine
can feda dedik ve parıltılı süslerden vazgeçip dünya kandilini sır gecesinde söndürdük marifet kanatlarına
hayret ilmeği ile bağlandık ruhumuz rahat etti bizde şimşekten korkan adam gibi şüphe ormanına
sığınmadan yolumuza devam ettik niyetimiz ve gayretimiz sonunda yokluk tedrisatını görmemize sebep
oldu ki bu hicran yada acı yada ayrılık değildi mana atına binerek ol sebepler salıncağında kader denilen
gerçeğe gittik. her ne kadar temizlik deresine yaklaşmak fırsatını şeytan hileleri uzaklaştırmaya çalışsa da
yinede elden geldikçe içimizden gelen sese kulak verip o engeli aşmaya gayret ediyoruz. Biliyorum ateş
bize çok zor gelecek o yüzden tövbe secdesine çok içten sarılmak lazım hem de çok içten. marifetullah
ehline yakın ol sözlerini dinle onlara saygı ve tevazu ile git ki kurtulmak için kuvvet bulasın. artık ne
senden nede benden ne ol eşyadan bahis açmadan şu kötülükleri ardında bıraktıran hoşluk süzgecine
doğru gayret edelim işin başka mana ve anlamlarını anlamayan dost a yabancı gözler, illa düzgünlük ve
edebilik manasızlığının peşine düşerek bize de bir mana yorumlama kapısı olması için tasdik kılavuzu olan
kişiler bu eseri bir ellerinden geçirsinler deyu palavra pilavını kaşıklamamızı istiyorlar yahu sen hiç halı
dokudun mu ki halı tezgahı ustası kesildin başımıza sen anlamıyorsan ben senin kurşuni ağırlıklarını
gönlünden ve kulaklarından kaldıramam ki onu sen kendin istek gücünle yapman gerekiyor. İşte sırf bu
yüzden kendi tembelliğini bizim üstümüzde çatı yapmaya kalkışma.şeklen ve izahen bu mana
dervişliğinde bir net resim bulman için kendinde ol suret haline girmen lazım ki anlamakta
zorlanmayasın. Kalem başkaları senin sözlerini beğenip alkışlasın diye boş sayfa üzerinde nefs atını hırs
kamçısıyla habire kamçılıyorsa yazdıkların ve çizdiklerin Halep ellerindeki enfiyeye benzer sende kendini
bir şey zannedenler meyhanesinde sarhoş olur gidersin. abdal ın göz yaşlarına mazlumun bakışlarına
fakirin hırkasına ve tenhalık makamına selam olsun ki makam zincirleri henüz ulaşmamış kişiye nede
ferahlık verir sükut rüzgarındaki iman nuru. Zaman mekanına ayak basmış ve gözü düzgün haldeki suret
şarabı içmemiş yürek bizim dediklerimiz yabancı kalır mı? Kalmaz elhamdülillah çünkü kardeş kardeşe
kan bağı dışında ruh ailesi bağıyla da bağlanmıştır o yüzden çöller de Yusuf u tuzağa düşürünce içlerine
bir sıkıntıdır ki düştü. kendilerinde anlam veremediler bu hallerine ve içlerinden masumluğa en yakın
olanlardan biri ettiğiniz bu iş çok kötü bir tuzak ve beladır korkarım ki başımıza yakında bir sıkıntı gelir.
Yinede akıllarına güvenerek şeytanın boyutunda ki vesvese yardımcılarına boyun eğip, baba yemin ederiz
ki yusufu bir kurt kapmış biz kendi aramızda eğlenirken diye palavra üstüne palavra attılar kim inandı ki
bu suret şekline sokmaya çalıştıkları oyuna olmadı çünkü temeli yoktu ki.vasıta yada köprü arama bırak şu
şekil işlerini sır yada gayb ne anahtara nede adıma önem verir biraz anlasana eski sadık dostların
andıkları ve anlattıkları şeyleri , onların içinden akan ırmak derinlerin en derinidir. Zaman aklımıza
belirsizlik yağmurlarıyla yağmaya başladı içimizdeki hain kurt ipini koparmadan gözünü sebat eşarbıyla
bağlayalım ki hem kendine hem de bize zarar veremesin. Bazı insanlar yetki ve makam şarabından
içtiklerinde çoğusu bunu hazmedemez ve kendi içlerinde hasara sebeb olur ve bu hasar dışarıya da
yansıyarak dostlarını yaralayan ok haline dönüşür .işte rüyadan rüyaya koşmak dünya simyasındaki acaip
hallerden biridir. Kötüler daha kötü zalimler daha zalim alimler ise gittikçe azalan bir çizelge içinde
hareket etmektedirler. Zaman içinde boyut farklılıkları yüzünden kimisi birbirlerini hiç göremezler bazıları
da çok yakın halde yaşarlar. arzu ve istek belirince bu tüm bedeni saran enerji gibi hareket veren güç
haline dönüşür iyi yola kullananlar daha fazla bir rahmete bolluğa ve felaha ererler ama işin kötü yönüne
bakan kişiler ise gün geçtikçe sabahı olmayan gecelerde daha fazla kalmaya başlarlar ki işin en acı ve koyu
gÖkhan iŞikli
(GÖKHAN IŞIKLI)
#1