SİMA'ÜL GAYB ( GÖKHAN IŞIKLI )

(GÖKHAN IŞIKLI) #1

gelen kimdir ki dedirtecek kadar kulaktan kulağa fısıltılarımız yayılmıştı sonunda ikindi vaktine
doğru bu gizemli misafirler sarayın kapılarına kadar ulaşmışlar muhafızlar onları büyük bir saygı
ve selamlama ile içeriye buyur etmişlerdi gelenler hayli kalabalık , zengin ve önemli kişilerdi ki
padişah tüm bahçelerde bulunan su havuzlarını bile ağzına kadar en değerli en saf sularla
doldurtmuş içlerine nilüfer çiçekleri koydurmuştu Kısaca her yer bayram veya düğün güzelliğinde
bir mekan olmuştu .Ey debdebe uzaklığına düşmüş sağır ve kör adam elindeki mal asasına ne
kadar güvenirsin ki her daim bıkmadan etrafı bir kar var mıdır diye yoklar durursun bilmezmisin
sır katipleri ancak sır için kalem oynatırlar ve sen bunu mayıs ayında kabuğunu kemirdiğin karpuz
gibi anlarsan o zaman sana samara hıyarlarından bir bahçe gerek derim. Bir vakit içimden
geçerdin konaklayanı olmayan kervansaraylar misali sevmişken seni o zamanlar ne elim ne dilim
nede gözüm sendeki yıldız burcuna bilgi yolu tutmaya mecali yoktu haraben olmuş bir halde yas
kıtlığında boğulup gitmiştim neyse ki merhamet edenlerin en merhametlisi bize merhamet
eyledi de sendeki senden gayrı olan yabancıyı saflık akşamında izan aynamda görüp
muhabbetullah sokağında asıl olana doğru koşup kayboldum şimdi kendimi buldum deyu üç gün
üç gece yas elbisemi neşe deryasında yıkayıp sabır güneşinde kuruttum ve şükürler olsun
şükürler olsun diyerek cehalet saplantısı gözlerinin esaretinden yokluk cesaretine adım attım
şimdi sebep sonuç var olanla yok olan olacak olanla olan arasında koşup yorgun düşmektense
sen neylersen güzel eylersin sözüne aslımdan asıl mana sözleri çıkartarak kendime kendi halimle
öz halimle bakmak nasip oldu. şimdi beni anlamayan ile anlayan arasındaki farkı sen var bil
veya bilme bilen bilsin de o yeter bana. Neyse biz garip kölenin garip misafirlerine geri
dönelimde sende meraktan kurtul bende. Pür dikkat sarayın kapısından geçip bahçeye giren
misafirlere bakıyordum dedi aşık hepsi bahçeye girip sarayın kapıları kapanınca sarayın sahibi ve
sahibesi yüzlerinde güller açmışçasına gülümseyerek onları karşıladılar öptüler güzel sözler ile
meth eylediler ve büyük salonun kapısına doğru hep birlikte yürüdüler bende bahçenin bir
köşesinden ağzım açık şekilde onlara bakarken içeriye en son giren uzun saçlı beyaz elbiseli kıza
takıldı gözüm yüzünü daha hiç görmeden ismini dahi bilmeden kalbime o zaman kadar hiç
yaşamadığım değişik ve çok güzel bir şeyler olmaya başladığını hissettim sanki ben kuş tüyü bir
yatakta çok güzel bir rüyadaydım ve bu rüyanın hiç bitmesini istemiyordum .Ey kalbi yaratıp ona
en hasas anlayışı veren yüceler yücesi ER RAHMAN c.c rabbim sana en pak ve en güzel şükürler
ile şükrederim ki hiç layık olmayan şu gönlüme senin sevgini bahşettin de çöl olan kalbim gül
bahçesi gibi içinde bülbüller öten bir hal aldı. Akıl yaya kaldığında en güvendiği haneye yani kalp
ve ruh evine bakmak ihityacı duyar çünkü onlar en gizli ve mahrem yeridir onun için denilmiştir
ki o eve kimleri konuk edeceğine maazallah dikkat edesin sonra tarımar eder kaçar giderler
sende postun kıllarını sayana deli olursun hisseden ehlullah bu gece bir garib yolcu gibi sizin
kapınıza gelsem biçare halime bakıp ta beni sözden uzak sohbetlerinizdeki o misk kokuları
arasına alırmısınız ve bende benliğimden geçip sadelik akışı ile gözlerinize bakarken ol hikmet
bağına sımsıkı tutunan Nasuh gibi olurmuyum ve olduktan sonra tekrar yolunu kaybeden deve
misali avarelik çöllerinde kaybolurmuyum içim ve düşlerim mahlukattan korkan çocuk gibi
buhara harabelerinde inci armakta beklide hazinenin tarifi benim fakir sandığım bir şekilde saklı
ne duruyorsun o zaman anlayışı kör gözlerini açıp aramaya başlasana sen secde nurunu vardınmı
şeytanı çatır çatır çatlamış bil ve o çatlama öyle bir hüzün halidir ki dişleri ile dudaklarını kemirir
kör olası.aşık daha da meraklanarak sarayın o büyük salonundaki süslü pencerelerin birine
gizlice yaklaştı ve o çok merak ettiği uzun saçlı süt beyaz elbiseli kızın yüzünü görmek istedi tam
pencere yaklaşmıştı ki sağ kulağının tam dibinde çok güzel bir kahkaha duydu o kadar korktu ki
eyvah yakalandım dedi içinden titreyerek dönüpte sağ tarafa hiç bakmak istemiyordu ama o
kahkayı atan kişi hey köle deyince döndü ve baktı tam karşısında o çok merak ettiği kız

Free download pdf