hayli geç bir vaktiydi ben çok kormuş babama sıkı sıkı sarılmış ağlamaya başlamıştım babam
yüzümü şevkatle okşayarak korkma oğlum bak ben ve annen yanındayız diye beni teselli
etmişti.lalinin yaşadığı yere vardığımızda o gözlerini yummuş büyükçe bir taşın üzerine oturmuş
elinde asası sessizce durmaktaydı sanki bizim geldiğimizi anlamış gibi babama hoş geldin ey
kamil dost dedi hoş bulduk efendim umarım sizi rahatsız etmedik gecenin bu saatinde o
babamın bu sözüne hiç cevap vermeden gözlerini açıp bana bakmaya başladı o anda sanki
kalbime bir şimşek düşmüş gibi oldum bayılmamak için kendimi zor tutuyordum yanıma yaklaştı
kalbim küt küt diye hızlı bir şekilde atıyordu geldi başımı şevkatle okşadı ve nasılsın diye bana
sual etti bende sanki dilim tutulmuş gibi o sorusuna hiç cevap vermeden babamın arkasına
saklandım tekrar babama dönüp açın bakalım şu yiğidin sağ omzunu diyerek işaret etti babam
sağ omzumu açarak lalin önüne getirdi beni uzunca baktı baktı ve kalkıp odada bulunan üst üste
yığılı deri sayfalardan oluşmuş kalın kitaplara baktı ve daha sonra pencerenin önüne geçerek
yıldızlarla dolu gök yüzüne bakmaya başladı sanki dalıp gitmişti bir müddet sonra hüzünlü bir
yüz ifadesiyle bize doğru döndü ve hayır olur inşallah diyerek babamı da alarak birlikte dışarı
çıktılar ben hemen annemin yanına koştum ona sarılıp bir güç bulmak istiyordum sanki annem
korkma oğlum bir şey yok bak ne güzel oturuyoruz işte diyerek beni teselli etti aradan ne kadar
vakit geçtiğini bilmiyorum babamla lalin içeriye geldiler babam anneme bakarak haydi gitmek
vaktidir diye başını salladı üçümüzde oradan ayrılırken lalin bana dörde katlanmış bir kağıt verdi
ve bunu tam yirmi dokuz yaşında açıp oku daha önce sakın açma diye sıkı sıkı tembih etti ve
kağıdın tam ortasında mumla mühürlemiş bir kilit vardı kağıdı elimden babam aldı ve haydi
bakalım diyerek beni atının terkisine bindirdi evimize doğru yola çıktık. Ve o gecden sonra asla
bu konuda ne annem nede babam hiç konuşmadı hatta ben merak edip sorduğumda babam
oğlum bu konuyu kapattık artık düşünme diyerek beni uyarırdı aradan yıllar geçti Daha sonra bir
gün ben amcamı ziyaret etmeye giderken kevanımıza haydutlar saldırdı beni de esir pazarında
şuan bulunduğum sarayın sahibinin adamlarına sattılar işte o zamandan beri buradayım dedi
kızın gözleri kan çanağı olmuş ağlamamak için kendini zor tutar bir hale gelmişti köleye dönerek
daha adını bile bilmiyorum dedi efendim dedi köle adımın önemi yok basit değersiz bir köleyim
dedi o an kız elini kölenin ağzına kapatarak bir daha bu lafları senden duymak istemiyorum dedi
kızarak kölenin ağzına kızın parmakları değince sanki dolun aylı çok sıcak bir gecede çok serin ve
berrak bir göle düşmüş gibi hissetti o an parmaklarını öpmek geçti içinden ama köleydi işte ne
haddine böyle birinin parmaklarına onun dudaklarının dokunması olacak iş değildi .maksud ey
aşık diye içini çekti ey aşık ne garip haldir ne sırlı haldir ne güzel haldir aşk ve aşık dedi aşık
birden hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı maksud ile bir birlerine öz abi kardeş sevgisi ile sarıldılar
öylece sustular ama kalpleri gönülleri konuştu konuştu konuştu sonra aşık dedi ki dostum gücüm
tükendi artık uyuyalım ve sabah ola hayrola inşallah gece üzerlerine bir yorgan gibi örtüldü
maksud uzunca bir zaman ateşin yanında uyuyan aşığı seyretti ve sabah olunca tekrar yola
koyuldular.Bazen Hızır sana gelir bazen sen hızıra gidersin iki halde de kalbin gaflet uykusuna
dalmasında hisset hisset. Ya hu bende cezbeye geldim aşk sözünün kudreti kalbimi okşayınca
neyse biz şimdilik sus makamına gönüllü geçip oturalım da derdi olanı dinleyelim sırlar vadisine
gelmişti kervan bu vadi geçilmesi çok zor engellerle dolu ancak tecrübesi ve zekası sabrı güçlü
olanların hayatta kalacağı bir mekandı çoğu kervan bu vadide telef olmuş taşıdıkları paha
biçilmez yükler hazineler kurda kuşa yem olmuştu sırf bu yerden geçmemek için kervanlar yön
değiştirir yolun bir hafta uzamasını göze alırlardı ta ki varacakları menzile selamet ile varsınlar
diye.Sırlar vadisinin girişinde maksud hemen arkasındaki deve üzerinde olan aşığa dönerek aşık
bu yerin sırlarından haberin varmıdır dedi aşık hayır ilk defa geçmekteyim buralardan diyerek
meraklı gözlerle etrafa bakmaya başladı maksud gülerek eğer sen bana hikayenin geri kalan
gÖkhan iŞikli
(GÖKHAN IŞIKLI)
#1