SİMA'ÜL GAYB ( GÖKHAN IŞIKLI )

(GÖKHAN IŞIKLI) #1

düşündükçe ve özledikçe iki gözü iki çeşme her gün ağlamakta ve seni içindeki bir sır gibi
saklamakta öyle ki seni sarayının bahçesinde aniden görse kalbi duracak gibi olur dedi ve ekledi
senin onunla buluşman için bu sırlar vadisindeki sırra erişmen lazım ey aşık erişmen lazım
dedikçe sesi mağaranın duvarlarında yankılanıyordu şimdi geri dön ve o sırrı ara aşık aniden
gözlerini açtı gölün içinde durmakta ve baya üşümüş bir haldeydi korkup gölden çıktı acele
giyindi koşarak mağaradan dışarı fırladığında hava kararmış kervan başı maksud meraklı şekilde
aşık aşık diye çevreye bağırmaktaydı aşık buradayım maksud geldim diyince maksud aşığa doğru
koşup nerdesin seni çok merak ettik buralar tekin yerler değildir haydutlar çöl sırtlanları ve bir
sürü yırtıcı yaratık vardır sakın bir daha yanımızdan uzaklaşma diye sıkı sıkı tembihler etti öğütler
verdi ve sordu söyle bakalım bunca zamandır neredeydin aşıkta mağarada başında geçenleri
rüyasındaki ak sakallı ihtiyarın sırlar vadisindeki sırrı bulmasını istemesini anlatınca maksud
hayretler içinde sakalını okşayarak dinliyordu bakalım bu rüyanın yorumu nasıl çıkacak çok
merak ediyorum diye başını sağa sola salladı ve senle tanıştıktan sonra çok ilginç şeyler
yaşamaya başladım diye aşığın omuzuna dostça bir şekilde birkaç kere vurdu sonra birlikte
ateşin karşısına oturup yemek yemeğe başladılar acıkmışlar ve yorulmuşlardı yemekten sonra
uzandılar kahvelerini yudumlamaya başlayınca maksud bana söz ver aşık bu vadideki sırrı
bulunca ilk bana söyleyeceksin aşıkta artık biz kardeş olduk elbetteki sana söylerim
elhamdülillah dedi biraz daha konuştuktan sonra uykuya daldılar gecenin ilerleyen saatlerinde
ansızın büyük bir gürültü ile uyandılar aşık bir an olup bitene anlam veremedi fakat daha sonra
çöl haramilerinin kervana baskın verdiğini anlayınca yerinden fırladı ve kendini koruma isteği ile
bir köşe saklandı kervandakiler mallarını ve canlarını korumak için haramilerle acımasız bir
şekilde savaşıyorlardı maksud bu hengame içinde yaralanmıştı ve adamlarından çoğuda ya
ölmüş veya çok ağır şekilde yara bere içindeydiler ve sonunda çöl haramileri sayı olarak
çoğunlukta olduklarından kervandan sağ kalanları esir almışlar ve mallara el koymuşlardı aşığıda
bulunduğu yerde yakalayıp ellerini bağlamışlardı hepsini bir araya topladılar ve teker teker
isimlerini sorup konuşmaya başladılar haramilerin başı gayet zalim ve acımasız biriydi yıllarca bu
sırlar vadisinden gelip geçen kervanlara saldırmış nice canları yakmış ve mallarına el koymuştu
sıra aşığa geldiğinde aşık içinden şöyle diyordu eskiden köleydim bir anlığına kurtuldum sandım
ama şu kaderime bak ki şimdi de çöl haramileri eline düşüp bir nevi yine köle oldum demek ki
benim alın yazımda bu varmış diye kendi kendine konuşurken haramilerin başı aşığa hey
delikanlı söyle bakalım sen kimsin necisin inmisin cinmisin diye seslendi aşık biraz duraksadıktan
sonra efendim ben falan sarayda köleydim daha sonra o saraydan kaçtım ve çölde bu kervanla
karşılaşıp yoluma devam ettim sonrada siz bizi yakaladınız diye olup biteni anlattı haramilerin
başı yanındaki yardımcısına dönüp bu genç delikanlıyı iyi koruyun o bizim işimize yarayabilir diye
adamlarına tembih etti ve kervanın geri kalanı ile birlikte yola koyuldular toz duman içerisinde
bir bilinmeze doğru yol alıyorlardı maksud ve aşık göz göze geldiklerinde ikisi de başlarına
gelecek olanları kestirememenin verdiği korku ve çaresizlik ile bir birlerine baktılar ama
ellerinden hiç bir şey gelmiyordu epeyce yol almışlar ve büyük bir dağın eteklerine ulaşmışlardı
dağın biraz ilerisinde büyük kayalara oyulmuş bir mağara ve ağzında da büyük bir taş vardı
kervan ve haramiler bu mağaranın ağzına geldiklerinde haramilerin başı adamlarına seslenerek
şöyle dedi tüm esirlerin gözlerini sıkı sıkı bağlayın ve bellerinden de birbirlerine bağlansınlar
onların mağara içerisindeki uçurumlara düşüp ölmelerini istemeyiz dedi ve alay edercesine
kahkahalar attı aşık acaba neden gözlerimizi bağlıyorlar içerde görmemizi istemedikleri ne var ki
diye kendi kendine düşündü daha sonra büyük bir gürültü ile mağaranın girişindeki taşın açılma
sesini duydular taş açılınca içerden garip bir soğuk hava yüzlerine dokununca hepsi ürpermişti ve
geneli galiba sonumuz geldi biz artık bu mağaradan sağ salim çıkıp evimizi göremeyiz diye kara

Free download pdf