SİMA'ÜL GAYB ( GÖKHAN IŞIKLI )

(GÖKHAN IŞIKLI) #1

kara düşündüler. Ağır ağır ilerliyorlardı arada kulaklarına yarasaların kanat sesleri geliyordu ve
sanki içerde bir nehir akıyordu önlerindeki haramilerin bindikleri atların ayak sesleri mağaranın
duvarlarına çarpıp kulaklarına geri döndükçe iş daha da korkunç bir hal almıştı aşık içinden
dualar ediyor bu uğursuz yerden kurtulmayı umut ediyordu mağarada epeyce yürüdükten sonra
durdular ve esirlerin gözlerini açtılar aşık uzun süre gözleri bağlı kaldığından ilk başta etrafı
bulanık görse de daha sonra gözleri içerdeki loş ışığa alışınca çok büyük bir mağaranın içinde
olduklarını anladı onları mağaranın içindeki uzun bir merdivenden aşağıya doğru indiriyorlardı
mağara içinde mağara gibi merdivenden indiklerinde meşalelerle aydınlatılmış bir mahsen
gördüler kapıları kalın demirler ile örülmüş içine hapsedilen kişinin bir daha dışarıya
çıkamayacağı türdendi tüm esirleri bu mahsene doldurup kapısını kilitlediler haramiler gidince
aşık hemen maksudun yanına koştu ağır yaralanmış durumu hiç iyi görünmüyordu kuşağında
sakladığı su ile maksudun dudaklarını ıslattı maksud yarı baygın bir halde gözlerini açtı ve
karşısında aşığı görünce gülümsedi ve ona şöyle dedi ey kardeşim kaderimizde buralarada
düşmek varmış isterdim ki senin ile daha farklı ortamlarda olsaydık diye ah çekti aşık maksuda
kendini yorma kurtulacağız inşallah diye teselli etmeye çalıştı maksud aşığın bu teselli edici
laflarını duyunca ben dua ediyorum inşallah sen kurtulursun ama benim için çok geç kurtulsam
bile bu yaralarla fazla yaşamam dedi ve ona doğru kulağını uzatmasını istedi aşık maksuda doğru
eyilince kulağına şunları fısıldadı ey aşık kervandaki herkes uyuyunca sessizce yanıma gel sana
bir şey vereceğim bunu iyi sakla ve buradan kurtulunca onu oku aşık çok meraklanmıştı tamam
deyip bir köşe çekildi ve tüm olumsuzluklara rağmen gözlerini kapatıp uyumaya çalıştı bir yandan
da o çok sevdiği prensesi düşünüyor ve sanırım bir daha asla karşılaşmayacağız beklide her şey
öteki dünyada ki buluşmaya kaldı diye iç çekiyordu biraz uyudu ve rüyasında yine köle olarak
çalıştığı sarayın bahçesinde kendini gördü yanında o dünyalar güzeli prenses vardı ve aşığa öyle
gülümsüyordu ki anlatmak tarif etmek imkansızdı ve kalbinin çok mutlu olduğunu titrediğini
hissetti aşık prenses aşığa şunları söyledi aşk zamansızlıktır ey aşık sen beni sevdiğin sürece ben
seni seviyorum çünkü kalplerimiz çok önceden bir araya gelin emrine uydular da çile ve hüzünlü
ayrılıklar fermanına gönüllü imza attılar korkma tekrar senin gözün benim gözümü görecek
görecek dedi ve onun yüzüne havuzdan avucuna doldurduğu suyu serpti gülerek bahçede koşup
kayboldu aşık yüzüne serpilen suyun etikisi ile aniden uyandı sanki her şey o kadar gerçek ve
güzeldi ki bunun rüya olduğunu anlayıp bittiğini görünce çok üzüldü zaman bir hayli geçmiş
kervandakiler bu gün başlarına gelen bin türlü olaydan dolayı çok yorulmuş ve derin bir uykuya
dalmışlardı aklına maksudun söylediği söz gelince hemen gözleri maksudu aradı maksud biraz
ilerde loş bir köşede hareketsiz yatıyordu yoksa öldümü diye düşünüp heycanlandı ve sessizce
maksudun yanına gitti ona hafifçe dokundu maksud maksud diye fısıldadı ama maksudtan hiçbir
tepki gelmiyordu tekrar seslendi maksud maksud ama yine hiçbir cevap alamayınca kulağını
maksudun göğsüne koyup kalp atışlarını dinlemek istedi bir müddet dinledi ve maksud ölmüştü
o anda o kadar üzüldü ki haykırmak istedi maksuda sarıldı sessiz sessiz kalbini parçalayan derin
bir üzüntü ile ağladı kervandakilerde onun hıçkıra hıçkıra ağlayışını duyup uyanmışlar ve aşık ile
maksudun başına toplanmışlardı her kafadan bir ses geliyordu aşık kervandakilere dönüp
arkadaşlar maksud kardeşimiz hakkın rahmetine kavuşmuştur sessiz olalım ve dua edelim dedi
bir anda büyük bir sessizlik oldu insanlar o acıyı kalplerinde hissetmişler ve maksudu bir daha
göremeyeceklerini anlamışlardı aşık maksudun sağ elinin sımsıkı kapalı olduğunu gördü ve aklına
akşam ki konuşmaları geldi maksudun sağ yumruğunu biraz zorda olsa açınca katlanmış bir deri
parçası gördü onu gizlice aldı ve sakladı daha sonra haramiler maksudun öldüğünü duyunca onu
alıp bir kilime sardılar ve mağaradaki o derin nehre hiç acımadan attılar çünkü merhamet
olmayan kalpte hiçbir şey yoktur tıpkı çöl gibidir. Aşık maksudu kaybedince her şeyden tamamen

Free download pdf