SİMA'ÜL GAYB ( GÖKHAN IŞIKLI )

(GÖKHAN IŞIKLI) #1

ümidini kesmiş vaziyette bir köşeye çekildi ve derin bir acı ile düşünmeye başladı bir yandan da
maksudun elinde bulduğu ve kendisine oku dediği o deri parçasını merak ediyordu ancak
kimsenin görmemesi için biraz daha sabretmek ve daha uygun bir anda okumak istiyordu
mağaranın dışında sabah olmuştu ancak mağaraya hiçbir ışık sızmadığından içerde olan esirler
hala gece zannetmekteydiler haramilerin başı ve birkaç yardımcısı ile birlikte mahsene gelip hey
miskinler uyanın sabah oldu kalkın diye bağırıncaya kadar uyuyorlardı demir parmaklıklı kapıyı
açıp içeri girdiler ve esirleri tıpkı atları kontrol eder gibi suratlarını tutup dişlerine ellerine
ayaklarına ve vücutlarında bir yara olup olmadığına bakıyorlardı sıra aşığa geldiğinde haramilerin
reisi bu delikanlıyı ayırın o esir pazarına gitmeyecek diye adamlarına talimat verdi ve aşığı
mağaradan çıkarıp reislerinin yaşadığı yere götürüp bağladılar. Aşık olan bitenlere çok
üzülüyordu derin düşününce başına bir aşk bir güzel uğruna neler neler gelmişti belikli dedi
içinden bu aşk sırrı çile ve sabır yollarından geçmeden ulaşılacak bir şey değildi çöl diyarında
acımasız haramilerin ellerinde insaflarına terk edilmişti zalim gül bahçesine girse kalbindeki
buzullar o bahçeyi zemherili kışa çevirip yok eder çünkü o en kötü en haset en anlayışsız ve en
berbat bir halde yaşar etrafındaki maddi manevi güzellikleri hem korkunç derecede kıskanır hem
de onları yok etmek paramparça etmek ister ki onda olmayan onun ulaşamadığı şeyler başka
kimselerde de olmasın mazallah mazallah mazallah hele bir de yanılır zalim kalpli birini şaşırıp
seversen o bu hikayede geçen harami oğlu haramilerden daha haramidir onu sevene dilindeki ve
gönlündeki çölü gösterir hüsran ve ızdırap fırtınalarında elindeki her şeyi alıp gider acımak
merhamet ince anlayış ve iman onda olmayan olsa da çok zayıflamış tesir etmez hale gelmiş
durumdadır neyse biz gelelim şu abdal kalpli aşığın üzüntüler içindeki durumuna aşık
haramilerin onu getirdiği yerde etrafı incelemeye koyulmuştu baktıkça hayretler içinde kalıyor
ağzı açık şekilde o mekana yığılmış çeşit çeşit hazinelerin parıltıları gözlerini kamaştırıyordu
içinden Yarabbi bana ömrüm olduğu sürece ahlı ve haram mal nasib olmasın inşallah diye dualar
etti haramilerin yaptıkları bu can yakan işten son derece nefret eder bir durumda bir an önce
kurtulmanın ve sevgilisine kavuşmanın yollarını düşünmeğe başladı her tarafta nöbetçiler bağlı
veya serbest dolaşan köpekler vardı birinden kaçsa ötekinden nasıl kaçıp kurtulacaktı iyice
karamsar olmuş bir halde gözlerini bir anlığına kapadı çok yorgun ve bitkin bir halde sanki
uykuya dalıp gidecek bir durumdaydı ama insan üzüntülüyken uyukuda haramiler gibi haramdır
ona şöyle rahat rahat uyuyamaz aldatan yürekten , kalpten , ruhtan nefis ve gözden Her şeyin
yaratıcısı ve tek mabudu rabbi olan yüce mevlama sığınırım yarabbi bu ehli nardan beni ve
müminleri muhafaza eyle aşık bir müddet gözlerini yummuştu ki aklına kervan sahibi maksudun
ona verdiği ve oku dediği o deri parçası geldi onca olay arasında bunu okumayı nasıl unuturum
ne aptalım diye kendi kendine kızdı ve elini beline sarılı olan kuşağın içine soktu o deri parçasını
sakladığı yerden çıkardı çok merak ederek bir çok şekilde katlanmış deriyi yavaş yavaş açmaya
başladı sır bazen sır içinde de sırdır bunu anlayacak ruh kudreti lazım o yoksa yüz tane kitabı
yalayıp yutsan da sadece avucunu yalamış olursun bu ise ne aklına nede ruhuna hiçbir fayda
vermez veremez aşık derinin kalan son katını da açınca hayatında hiç görmediği bir alfabe ile
yazılmış uzunca bir yazıya rastladı sadece en alt kısmında yani sözün bitişinde Arapça harflerle
Kaderini asla değiştiremezsin ona razı ol ve sabret ki alem sırrına ulaşıp ferahlayasın diye
yazılmıştı aşık bu sözü düşünmeye başladı ve içinden hep tekrar etti tekrar etti razı ol ve sabret ki
ferahlayasın bu sözü kendi durumuna uyarlayınca aslında ortaya bir ümid ışığı çıkmaya
başlamıştı öyle ya kaderini asla değiştiremezsin razı olsan ne razı olmazsan ne tekrar yukarda hiç
görmediği alfabe ile yazılmış olan yazılara gözleri bakışı yoruluncaya kadar baktı bir anlam bir
mana çıkarmaya çalışsa da nafile hiçbir şey anlamıyor anlayamıyordu bazen manevi hazine senin
ayağına kadar gelirde eğer sen onun dilinden anlayacak bilgiye ruha sahip değilsen kaybolur

Free download pdf