olmadıkça kelebeğin kanat çırpması kadar güzeldir.Mubarek konuşacak çok söz var bende
hevesleniyorum dinleyen bir yolcu bulmuşken sonbahar dertlerimi anlatmaya soyundum ola ki
bıkmayasın bizden. küre ile zerre ve dahi uzay denilen şey ol emrinin sonucunda seyredilmeye değer şekil
almışlardır göz bebeklerimiz doyamaz onlara baktığında ve ardındakilerini merak eder dururuz gayb
bumudur? Bilinmezlik bumudur mantık mantık olalı sefilliğini o sınırsız sanılan uzay boşluğuna bakarken
idrak etmiştir de bir daha asla tövbe mahsuniyetini sahiplenmeden konuşmamıştır. Demiştir ki atlılarım
ona yetişemiyor cetvelim onu ölçemiyor nasıl etsem bu yolda üç günlük çocuk kadar aciz kaldım ve
yazmaya koyulmuştur çünkü kişi yetişemediği elde edemediği olaylar hakkında genelde derdini yazarak
döker bir nevi gidemediği yapamadığı şeyleri bu yolla tutmuş dokunmuş sayar ne kadar doğrudur hak
bilir mevlam bilinçli kul eylesin amin.Şimdi hazırız elhamdülillah gecemiz kartal uçuşundan ve kartal
bakışından keskin olsun olsun da ellerini oğuşturup duran melun can dan sadakat gençliğine uzanalım.
endişelerim bazı sözlerimi söyletmemek için habire beni sıkıştırıyor son söyleyeceğimi en baştan
söylesem yada çayın önce demini değil de sıcak suyunu koysam bu dükkana gelen müşteriler
mantıklarına ters gelen bu olay için ne derler ah ahmak ah nasıl korkuyorsun ne derler kapısından
bakmaktan. sen bir taht üzere oturmuyorsun ki kınayanların kınaması yada utanmaz dedikoducuların
fitnesi senin ayağını kaydırsın çekinme artık aşkı tüm haşmetiyle şu yazılarını meraklı şekilde okuyan göze
anlat ama cimrilik etme şu bana kalsın bu bana kalsın deyip ağzının içinde mırıldanma hani korkaklar
kabadayıların arkasından sesizce ekelik yaparlar ya işte öyle. Bazen dün yaşadığını bugün tekrar yaşar
olursun ama bu sana saniye tualinde anmış gibi hissettirilir sende farkındalık seçkinliğine ulaşsan da bıkar
bırakır gidersin şöyle geçirirsin aklından ne işime yarayacak ki bilmezsin ki gerideki zamanda takılıp kalan
ruh suretin andaki zamana ulaşmak için ölmüş kalbine ulaşmaya çalışıyor. zikrullah halkalarında da
ehvanlar devrişler suretleri sabit gibi görünse de ruh kardeşliği içinde uçar giderler işte sırf bu yüzden
üstad arabi hz lerim demiştir ki mubarek evliya yada hak dostları senin karşında oturmuş gibi olsa da
ruhları çok farklı mekanlarda seyyahat eder sakın ola üst satırdaki ölmüş kalbine ulaşmak için kelimesini
bu mubarek zatlar için düşünmeyesin. ilmin kapıları sabittir bir koridordan diğer koridora açılırlar fikir bu
koridorlar içerisinde müşahade ışığıyla yeni bir şeyler bulmaya çalışır eğer elinde dünya şerbeti varsa bir
an gelir bu şerbet eteklerine dökülür ve ayağı beden hoşluğuna kayar bu sendeleme beynine sınır çizmek
gibidir neden mi kendinden geçme kendinden kurtulma imtihanında sınıfta kalırda ondan. bir çok asır
içinde yaşamış hikmet ehli bunu başarmıştır bizimde anlatacağımız gayb alemine kanat açmışlardır şöyle
olsun istiyorum diliyorum bu sözcükleri kendimize perde etmek yerine aramızdan tüm manaları renkleri
zevkleri kaldırarak perdeyi aralayıp gerçekle yüz yüze kalalım buna dayanabilirmisin dayanabilirmisin?
diye sana soruyorum ben yüzlü sen aynası. aşkın kıvılcımları aşıkı öğle yakar ki toz duman kaplamış
sahralarda vaha suyundan bile kaçar yüzüne toprakları sürer ellerini kanatan dikenler ile dost ahpap
arkadaş olur saçı sakalı uzaktan bakınca kimdir bu deli mecnun dedirtir hey gafil o senin kabirde
döneceğin eyvah haline şu dünyada yaşarken dönmüştür yani (ölmeden evvel ölünüz) hadisini s.av senin
kulağına gelmeden işitmiştir söz dinlemekte bir nevi nefse gem vurmaktır hizmet etmekte öyle yediğin
her yemek içtiğin her içecek ve tattığın her zevk aslında o elmadan ısırıştır dünya aşağılar aşağısı ise
dünyadayken daha da aşağılara inmek ne kötü bir yer ne kötü bir durum mevlam bizleri o durumdan çok
çok uzak eylesin.Bir gün bir mekanda iken abtessiz bir beden sahibi ile iftar vaktinde aynı sofrada gam
yemekleri yemeğe hazırlanıyorduk bizim imtihan vaktimiz yanımızda yaver gibi bekliyordu şeytanın içine
girdiği bu zat bizi dil sınırları içinde kıvama getirmeye çalışıyordu ve mevzunun bir anında bana sen kimsin
ki dedi o anda kendimiz unutmuş kızgınlık rüzgarını yüzümüzde hissetmeye başlamıştık sen kimsin ki çok
ağır gelmişti bize ama elhamdülillah bir anda silkindik ve sen kimsin ki lafına çok şükür dedik evet biz
kimiz ki ol kudret emir buyurmasaydı hiç olarak suretten habersiz sonsuza kadar sürüp gidecektik.
verdiğim örnekler aslında yükü toptan senin sırtına yüklemekten çekindiğim için acınası dünyada bir
ferahlık kapısı açmak bir gaflet ipinden kurtulmak içindir yoksa hükümdarlık postuna sarılmak amacına
gÖkhan iŞikli
(GÖKHAN IŞIKLI)
#1