SİMA'ÜL GAYB ( GÖKHAN IŞIKLI )

(GÖKHAN IŞIKLI) #1

anlattığımız anlatırken hiç tanımadığımız birinin de deniz kenarında görünmeyen birine aynısını
anlatırken bulduk.bu gayb zamanından bir yapraktır .sona doğru bu sarılışı bu kaynaşmayı daha derinlere
inerek sana anlatırım şimdilik bu azıkla idare et yoksa çöllerin gecesi de gündüzü de aynı imtahanın
resmidir.yolcusu kervanı durağı taşıdığı yükte sadece fiziksel bir yüklemedir o kadar.muhabbet bağlarına
gidelim artık yorgunluğum durgunluğum suskunluğumun bir önemi kalmadı çünkü bu beden ile ol ile
gidiş mümkün müdür? mana resmime ruhun renklerini koyarak bana kuşluk vaktinin müjdesini
ver.bende gecemdeki kurgulardan ol neşenin getirdiği dualarla kurtulayım .kalbin başka bir kalp gönlün
başka bir gönül olunca sendeki izan teknesi gayb deryasının sonsuz derinliklerine doğru zikrin tesbih
merdivenleriyle dercelenmeye başlar.her ne olursa her ne yaşarsa kendi kendine yaşarsın bu işin
başaksına açıklaması yoktur. Ola ki açıklamak gafletinin ikindisine meyl edersen korku aslanları seni
yalnızlık akşamında koyu bir ormanda yakalar ve göz yaşların bile çıkan alevlerle donup kalır sende
sensizlik cezasına çarptırılarak tekrarları tekrar eden muradını alamayan susuz sulağa dönersin.o kadar
kolay mı okuyarak sırrın giriş kapısını bulmak hiç yorulmadan hiç uğraşmadan sabrın denenmeden bazen
acı bazen yalnızlık bazen hüzün çekmeden işte kaç tane anahtar saydım sana yine bahtiyarlık gecemdeki
kutlu sözlerin hediyelerini benden ustalıkla almayı başardın sanki rıza çeşmesinde öğlen namazı için
abdest almak gibi.neden kötü insan bir değer teşkil etmezde her zaman karanlık alemlerin içerisinde başı
boş olarak gezer durur işte her zaman için bazı değerlerin ve seviyelerin eksik oluşu insanlar arasında iyi
kötü gibi kavramların doğmasına sebeb olmuştur. Burada asıl konu ise bence şudur dışarıdan bakıldığında
sırf fitne yüzünden kötü sanılan kişiler değil de kendi özünde kötülük olan kişilerdir esas mevzu. nedir bu
diyeceksen gaybla alakası var mıdır? Olmaz mı iç alemlerde de bilinmezlikler tıpkı serçe sürüsü gibi bir
sürüdür bunları o kişiğe aşina olan yakın olan ve onunla sohbet edebilme imkanına kavuşan kişi daha iyi
daha net anlıyabilir. İşte kötülük sanki tüm iyi maharetlerin önünü kapayan bir kilitli kapı gibidir ki o kapı
iyilik güneşine açılan kapıya döndürmediği sürece her yaptığı hem kendine hem de etrafına eksi elektirik
saçan bir yükleme gibidir tüm bunları ele alacak olursak işin görünen kısmıyla görünmeyen kısmı arasında
denge kuramazsın çünkü kötü insan kendini bir çok belirtilerle gösterir bunun da en güçlü göstergesi fitne
gıybet zulüm çektirmektir. Onlar bir nebzede cehennem alevlerindeki haykırışlarını bu dünyada kalplerine
kusmuş kişilerdir. O kalplerde inat ve zulüm kol gezer her yere tıpkı virüs gibi zarar verirler ve kimisi bunu
çok detaylı bir bilinçle yapar kimisi ise kendini iyi biri güzel biri görerek yapar hepsinin de sonu
hüsrandır.elem sahrasında çok yol aldık andaki hoşluğa yada yoktaki boşluğa ermek için geç mi kaldık.
Nasıl edelimde üzerimizdeki yüklerden saflık adımları ile kurtulalım yoksa tövbe yokuşunda sırtımızdaki
ağırlıktan dolayı tüm gücümüzü yitirmeyelim. o yokuş seni beni tüm iman edenleri hatta sonradan
gerçeği anlayanları felah gününe çıkartıyor. zaten geriye dönmek bize yakışmaz anlamak idrak etmek
hepside elzem mehlem gibi dünya yaralarımıza iyi geliyor. kalben sıcaklık duyduğun ve yakınlaşmak
istediğin her işte kendine bir rehber tercüman edinmen lazım ,o tercüman ola ki zemheri çıkmazlarında
seni kış uykusundan üste çıkarırda mazlum gömleği giymiş tenha dostlarla karşılaşırsın.neden bu sadık
kişiler tenhaları seçmiştir neden kimsenin itibar etmediği ol mahluklarla ilgilenmişlerdir buda analiz
sonucunda gösteriyor ki inceden ince bir anlayış ve güçlü bakış olayların iç yüzünü anlamayı onlara kolay
kılmıştır.işte defineler yıkık yerlerde olur sözü sanki bir harita onlarda bu haritayı okuyan bilgi
kesilmişlerdir.ruhunun farkında olmak onunla hem hal olmak insanda acaip haller meydana gelmesine
vesile kılar. Onun bunun bakışı değil de kendi bakışınla ruhuna yaklaşınca oda sana kapılarını açmaya
başlar. Bu açış gıcırdayarak açılan mahluk kapılarının açılışları değildir latif ve sadelik makamının açılışıdır.
Ağlayan göz ve kurumuş gönül bir olur mu ki Halep pazarından meded beklersin ey sancılar yumağındaki
renk süzmesi.dostlarla sohbet akıl defterinin açılması yol açar ,akıl defteri gerçi kalem olarak ruh
mizacından uzak olsa da bu defter dolmadan hatta taşmadan bir başka izahın kanatlarına binmek
istemezsin işte tüm bu bilgiler senin akıl defterinde iz bırakmaya başlayınca düşünce kuşu gelir senin
mantık çatına tüner sende meraklı meraklı düşüncelere girersin arayan bir yol bulmak isteğen kişi kimi

Free download pdf