ölümü karşısında hürmetle karışık bir tesir
duymaktan ve hatırasını hüzünle anmaktan,
beni hiçbir zaman men edemez. Âkif'in çok
güzel bulduğumuz ve sevdiğimiz eserleri var.
Âkif'in ölümü karşısında hissettiğim
hürmetle karışık teessür bana şiirlerinden
gelmiyor. Hayatından geliyor. Çünkü haya-
tını, daha büyük bir şiir buluyorum. O hayat
ki benim kanaatlarimin, imanlarımın aley-
hinde sarsılmaz bir cidal ile doludur. Kat'i
bir muhalefet ile meşbudur. Fakat ne zarar
var? O da, bu vatanın evlâdı değil mi? Onun
da düşünmeye, bir kanaat sahibiolmaya
hakkı yokmu idi?"
"İşte işin bütün sırrı ve muammanın
anahtarı buradadır. Âkif kanaatinin,
itikadının, vicdanının adamı oldu ve böyle
bir adam olarak öldü. Onun içindir ki, tabutu
önünde eğilmek bizlere borç olmuştur.
Unutulmamalıdır ki Âkif, vatan tehlikeye
düştüğü günlerde, İstanbul'dan kalktı,
üzerine düşen vazifeyi yapmak üzere