Âdem, ona derler ki garazdan ola sâlim,
Nefsinde dahî eyleye icrâ-yı adâlet.
(İnsan ona derler ki kinden uzak durur,
Kendi benliği için bile adaletli davranır.)
Sâdık görünür kisvede erbâb-ı hıyânet,
Mürşid sanılır vehlede ashâb-ı dalâlet.
(Hainler dışarıdan bakıldığında sadık gibi
görünürler,
Sapkınlar bir an için yol göstericiymiş
zannedilebilirler.)
Ekser kişinin sûretine sîreti uymaz,
Yârab! Bu ne hikmetdir, İlâhî! Bu ne hâlet!
(Çoğu kişinin içi [ahlâkı] dışarıdan göründüğünden
farklıdır,
Allahım! Bu ne sırdır, bu ne durumdur!)
32