nin yapıtlarından ezberlediği beyitleri, ilgili
ilgisiz sıra getirip okur ve arasıra, kendi de
kıta ve gazel gibi şeyler yapıp içinde ölçülü
olanları bulunurdu. Bu başlangıç onun
gazelindendir:
Derûnum derdin arz ettim bu kırtasa
kalemlerle
Görelim ne zuhûr eyler ne söyler gonca
femlerle
Okula İsa Efendi adında bir Farsça
öğretmeni atanmıştı. Her hafta salı günü
gelirdi. Çocukların bazıları ondan ders
alırlardı. Lâkin benim okula gönderileceğim
vakit rahmetli babamdan: "Sakın olmaya
Farsi okuyasın; zira, her kim okur Farsi,
gider dinin yarısı." diye alışmış olduğum
nasihat kulağıma küpe olduğundan,
Farsçaya heves şöyle dursun, okuyanlara
dinsiz gözüyle bakardım.
55