Lala, bu durumu anlayınca, gizlice bana
Farsçanın her şeye gerekli olduğunu ve dine
dokunmaksızın okunması mümkün oldu-
ğunu ve her Farsça okuyan dinsiz olmayıp
hatta İsa Efendi pek dürüst ve dinine bağlı
bir adam olduğunu ve kendisi bile vaktiyle
okumadığına pişman olup şimdi elinden
gelse ak sakalıyle okuyacağını ve eğer ben
okumazsam, sınav sırasında arkadaşla-
rımdan geri kalacağımı ve babamın bana
böyle demesi, kendinin Farsça anlama-
dığından olmakla, eğer ben şimdi ondan
gizlice öğrenecek olursam, hem babamı
geçmiş, hem de sınavda birinci çıkıp onu
sevindirmiş olacağımı öyle bir dille anlattı ki,
artık Farsça okumağı iyice zihnimde
kararlaştırdım ve sanki gizli bir suç işler gibi
okulun demirbaş kitaplarından bir Tuhfe-i
Vehbi alıp o hafta derse başladım.
İyice hatınmdadır ki, henüz Tuhfe'yi
bitirmemiştim, bir gece lala ile beraber
karşılıklı oturup el değirmeni ile bulgur