Akâid Risâleleri - Tekfir Şer’i Bir Hükümdür

(lazimdegil) #1
يلدب

ّ
لاإ تبثي لا ،ىلاعت لله قّ ح

ّ

ل يعرش مكحُ ريفكتلا

1

0

vahiy dönemindeki Arapçada bu şekilde kullanılıp


kullanılmadığına bakılarak karar verilir.


Fiili Muzari sülasi mücerred bu kelimeler kendisinden

sonra harfi cer ile müteaddi/geçişli yapılınca bu mana çıkar


mı? Bu mananın çıkması için de delil niteliğinde olacak bir


kullanıma sahip misaller gerekir. Yukarıda vermiş olduğumuz


delillere göre çıkmaz. Zira o zaman anlam yönünden sakıncalı


sonuçlar doğurur Allah’ın tekfir edilmesi gibi. Aynı zamanda


Kuran indirildiği zaman bu şekilde Araplar bu dili öyle


kullanıyorlar mıydı? Bunun da acemler Müslüman olmadan ve


Arapçanın yabancılar tarafından istimal edilmesinden önce


tesbit edilmesi gerekir. O halde bu ayetlerde “tekfir dinin


aslındandır” diyenlere delil olacak bir yön yoktur. Ancak


yorum olarak “tekfir” çıkar mı? Evet, delalet-u iltizam ile


düşmanlığın lazımı ve yorumu olarak çıkar. O halde bu da


vücubiyetine delalet eder.


Kaldı ki, eğer dil yönünden bu ayetlerde “Tekfir ettik”

manası ispat edilse bile bu yine de tekfirin dinin aslından


olduğuna delalet etmez. Zira kavmini tekfir eden İbrahim


aleyhisselam’ın yanındaki kimselerden kastedilen ulemanın da


dediği gibi peygamberlerdir. O halde bu yine risalet hücceti ile


bilinen şeyler kısmından olmuş olur. Ve peygamberlerin tıpkı,


namaz, zekât, oruç gibi hükümlerle yükümlü kılındığı gibi


bunlarla da yükümlü kılındığı ortaya çıkmış olur.


Yine de en doğrusunu Allah subhanehu ve Teâlâ bilir.

Hali ile yorum olarak bu ayetlerden tekfir çıkınca

burada ister istemez gerekli olan bir ihtilaf ve bir şüphe oluşur.

Free download pdf