يلدب
ّ
لاإ تبثي لا ،ىلاعت لله قّ ح
ّ
ل يعرش مكحُ ريفكتلا
1
1
Dolayısıyla bu ayette dinin aslına işaret eden bir
şey yoktur. Eğer Şari Teâlâ’nın her emir kipi ile hitabını
dinin aslına sokacak olur isek imanın aslına giren,
vaciplerin ve müstehapların da dinin aslından sayılması
gerekirdi. Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur.
ِ
ل
ُ
ك
َ
د
ْ
ن
ِ
ع
ْ
م
ُ
ك
َ
هو
ُ
ج
ُ
و او
ُ
مي
۪
ق
َ
ا
َ
و
ِ۠
ِ
ط
ْ
س
ِ
ق
ْ
لا
ِ
ب ي
۪
ب
َ
ر
َ
ر
َ
م
َ
ا
ْ
ل
ُ
ق
ْ
م
ُ
ك
َ
ا
َ
د
َ
ب ا
َ
م
َ
ك
نَ ي
۪
دلا ُه
َ
ل نَ ي
۪
ص
ِ
ل
ْ
خ
ُ
م
ُ
هو
ُ
ع
ْ
دا
َ
و دٍ
ِ
جسْ
َ
م
نَ وُدو
ُ
ع
َ
ت
“De ki: "Rabbim adaletle davranmayı emretti.
Her mescitte yüzlerinizi (ve gönüllerinizi) O’na
çevirin ve dini Allah’a has kılarak Allah’a yalvarıp.
‘İlk başta sizi (hiç yoktan) yarattığı’ gibi (tekrar
O’na) döneceksiniz."
103
Bu çıkarıma göre her konuda adaletli olmak dinin
aslına girmektedir. Kişi az bir şey birine zulmetmiş olsa o
kimse dinin aslını gerçekleştirmediğinden dolayı kâfir
olması gerekirdi. Zira burada Allah subhanehu ve Teâla
adaleti emretmiştir. Acaba bunu söyleyen her hangi bir
kimse var mıdır?
Bu ayette aynı zamanda dinin aslına taalluk eden
sadece O’na ibadet de emredilmiştir. Dini sadece O’na
103
A’raf suresi, 29