يلدب
ّ
لاإ تبثي لا ،ىلاعت لله قّ ح
ّ
ل يعرش مكحُ ريفكتلا
1
3
Bunu nasıl becerdiler bilmiyorum! Zira bu sözden çıksa çıksa
Kureyşlilerin ancak batıl üzere oldukları anlamı çıkar.
Kaldı ki eğer, Zeyd bin Amr bin Nufeyl onları tekfir
bile etmiş olsaydı yine de bunu fıtraten bildiğine delil olmazdı.
Ancak etrafındaki Yahudi ve Hristiyanlardan ya da İbrahim
aleyhisselm’dan kalan hak dinin kırıntılarından bu bilgiyi elde
etiğine yorumlanırdı. Çünkü küfür ve şirk bir isimdir. Aynı
zamanda verilen bir hükümdür. Bu hükmün gereği ise onları
ebedi cehennemlik yapmaktır. Bu ise ancak risaletle bilinecek
şeylerdir.
Nebi sallallahu aleyhi ve sellem amcası Ebu Talip’e
istiğfar etmek isteyince istiğfar etmekten nehyedilmiştir. Nebi
sellallahu aleyhi ve sellem bile Allah Subhanehu ve Teâla ona
bildirmeden belki bir ümit diye müşrik olduğunu bildiği
amcasına istiğfar etmek istemişken Zeyd bin Amr bin Nufeyl
kâfirler için bu hükmü nasıl verecek? Yoksa o dinin aslını
Resul sallallahu aleyhi ve sellemden daha mı iyi
gerçekleştirdi?
Buhari, Müslim ve diğer sahih kaynaklara göre Ebu
Talib ölüm döşeğindeyken peygamberimiz “amcacığım la
ilahe illallah de ki ahirette senin için sahadette bulunabileyim”
buyurması üzerine Ebu Talib cevaben Abdulmuttalibin dini
üzereyim demiş. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve
sellem yasaklanmadıkça senin için istiğfarda bulunacağım
demesi üzerinde Tevbe suresi 113. ayet ve kasas 56. ayeti
inmiştir.
Buhari bu olayı şöyle rivayet eder.