يلدب
ّ
لاإ تبثي لا ،ىلاعت لله قّ ح
ّ
ل يعرش مكحُ ريفكتلا
1
4
“Kâfir(in küfrü) hakkında şüphe edenin kâfir olacağı
hakkında bütün kıble ehli arasında bir ihtilaf yoktur. Çünkü
küfür hakkında şüphe eden kişinin imanı yoktur, zira bu kimse
imanı küfürden ayırt edemiyor, imanla küfrün farkını bilmiyor
demektir.”
121
Oysa bu kaidelerin hemen hepsi kâfirleri tekfir etmek
için ulemanın naslardan çıkardıkları sahih kaidelerdir. Bu
kaidelerin “Tekfirin Dinin Aslından” olması ile alakası yoktur.
Bu kaideler Kur’an ve sünnetle küfrü sabit olan kimselerin
tekfir edilmesi için konulan bir usuldür.
Bu ve benzeri sözler birçok selef âliminden rivayet
edilmiştir. Ancak bu mücmel ve tafsilatı gerektiren bir
kaidedir. Aynı zamanda bu kaidenin “Tekfirin Dinin
Aslından” olması ile de alakası yoktur.
Süfyan İbni Uyeyne rahimehullah şöyle demiştir.
قال سفيان بن عيينة رحمه الله:
121
Zirikli’nin el-A’lam adlı eserinde zikrettiğine göre aslen Malatya’lı
olup sonradan Filistin’in Askalan şehrine yerleşmiştir. Kıraat âlimi
olup aynı zamanda Şafii fakihlerindendir. Kıraate dair bir kasidesi
vardır. En meşhur eseri ise bu alıntı yaptığımız “et-Tenbih ve’r Redd
ala ehl’il ehvai ve’l bida” adlı kitaptır. (el-A’lam, 5/311 ayrıca Subki,
Tabakat’uş Şafiiyye, 2: 112.) Abdulkadir ibn Bedran’ın (v. 1346) “el-
Medhal ila mezheb’il imam Ahmed” adlı eserinin son sayfasında
belirttiğine göre Malati, bu eserini hadis ehlinin mezhebini (yani
selef itikadını) desteklemek amacıyla yazmıştır.