يلدب
ّ
لاإ تبثي لا ،ىلاعت لله قّ ح
ّ
ل يعرش مكحُ ريفكتلا
1
5
sözleri, insan olmaları hasebiyle hata ve kusurdan hali
değildir.
Kaldı ki, âlimlerin sözleri dini bir delil niteliğinde
değildir. Ancak onların sözlerine delil aranır, delil olarak
bakılmaz. Ulemanın sözleri eğer Kur’an ve sünnet nassı ile
delillendirilmemişse o söze itibar edilmez.
Bundan dolayı ulema âlimlerin sözlerini naklederken
onlarında ayet ve hadislerde olduğu gibi mutlak, muayyen,
mübhem, umum ifade ettiğini ve göz ardı edilmemesi
gerektiğini söylemişlerdir. Bu konuyu Abdulkadir bin
Abdulaziz El-Cami isimli eserinde işlemiştir.
Eğer ulemanın sözlerine bu şekilde yaklaşılmazsa
kişiler istedikleri gibi tasarruf ederek ulemaya söylemedikleri
sözleri söyletmiş olurlar. Ki, maalesef günümüzde bu şekilde
olmaktadır. Ulemanın mutlak sözlerini kendilerine mesned
yapan kimseler yeni yeni bid’atlar ortaya atar hale
gelmişlerdir.
Yukarıda Mümtehine suresi 4. Ayeti kerimeyi bu
konuda delil olarak kullanan kimselerin Zuhruf suresi 27-28.
Ayetinden hiç bahsetmediklerini söylemiştik. Bu ayetlerde
İbrahim aleyhisselam beraatını ilan etmiş ancak onları inkâr
etmekten bahsetmemiştir. Hâlbuki dinin aslı gibi bir mesele
hakkında sarih bir nas olmalı değil mi? İbrahim aleyhisselam
şöyle demişti.