يلدب
ّ
لاإ تبثي لا ،ىلاعت لله قّ ح
ّ
ل يعرش مكحُ ريفكتلا
1
6
kalanlara tekfiri baki kıldığını hiçbir kimse
söylememiştir. Dinin aslında taalluk eden bir şeyin baki
kalması elzem olup ne nesh kabul eder ne de onun
muhkemliği muğlak ve mübhem olarak bırakılır.
Dinin Aslı Gibi Önemli Bir Mevzu’da
Neden Sarih ve Kat’i Bir Nas Yoktur?
Aslında bu ihtilafın membaı tekfirin dinin aslından
olduğuna dair ümmetin üzerinde icma ettiği sarih bir nassın
olmayışıdır.
Allah Teâlâ insanları başıboş bırakmamış, boş bir
amaç uğruna yaratmamışken nasıl olur da bu konuda bir
kapalılık ya da ihmal olur! Abdestten, namaza; oruçtan, hacca;
nikâhtan; talaka kadar bütün hükümler hakkında sarih naslar
varken dinin aslı gibi bir konuda sarih bir nas neden
bulunmaz?
Müslümanlardan hiç bir kimse ne namazın, ne haccın,
ne zekâtın, ne orucun farz olduğunda; ne yalanın, ne gıybetin,
ne zinanın, ne içkinin, ne hırsızlığın, ne kumarın haram
olduğunda asla ihtilaf etmemiştir. Bunlarda ihtilaf etmek de
caiz değildir. Zira bunlar hakkında gerek Kur’an’da gerekse
sahih hadislerde nasslar vardır. Ancak tekfirin dinin aslından
olduğunda açık, zahir, mübeyyen, muhkem diyebileceğimiz
bir nass yoktur. Ve bundan dolayı da ihtilaflar olup